Anavatanının Ortadoğu ve Asya olduğu bilinen bâdem, eski çağlardan beri Anadolu topraklarında ekilip biçilen bir ürün olmuştur. Osmanlı İmparatorluğu döneminde de ekimi yapılan ve rağbet edilen değerli bir yemiş olan bâdem, nefasetiyle ve lezzetli yiyecek-içecekleriyle bilinen Osmanlı mutfak kültüründe yer almış, yağıyla tedavi edici olarak halk hekimliği alanında kullanılmış, rengi ve deseniyle kumaşlara, elbiselere model olmuş hatta kabuğu dahi yakacak olarak kullanılarak ziyan edilmemiştir. Bâdem, Osmanlı’da olduğu gibi günümüzde de aşçıların, gurmelerin, aktarların, bitki bilimcilerin, farmakologların, halk hekimlerinin ve güzellik uzmanlarının vazgeçilmezi durumundadır. Acısından tatlısına, kabuğundan yağına, renginden şekline kadar her yönüyle kıymetli olan bâdem, Osmanlı dönemi toplumsal hayatına ayna tutan klasik Türk şiirimizde de çeşitli yönleriyle ele alınmıştır. Bu çalışma kapsamında bâdemin, yüzyıllar boyunca hüküm sürmüş bir imparatorluğa ait sosyal ve kültürel birçok unsurunun yer aldığı klasik Türk edebiyatında, şairler tarafından nasıl işlendiğinin tespiti için çok sayıda beyit taranmış ve hangi yönleriyle kullanıldığı başlıklar altında örnek beyitlerle verilmiştir. Taranan beyitlere bakıldığında bâdem, benzerliği dolayısıyla sadece göz ile ilişkilendirilmemiş; kimi zaman az yemeyi gâye edinen riyâzet ehli bir dervişin azığı olmuş, kimi zaman murâdına eremeyen aşığın, sevgilisinin bekâya yolculuğunun ardından oyduğu gözleri olmuş, kimi zaman ise sevgilinin bâdem gözlerini uman aşığın içki meclisindeki mezesi olmuştur.
Almond, which is originally come from the Middle East and Asia, has been a fruit planted in Anatolia since the ancient times. Almond was widely planted and largely consumed in the Ottoman times as well, also it took its place in the Ottoman food culture that is known with its delicious courses, it was used with its oil in the folk medicine, it became a figure with its colour and form in the traditional clothes and it was benefited from its crust in setting fire. Like in the Ottoman times, Almond is still widely used by cooks, gourmets, botanists, pharmacologists, folk doctors and beauty experts. Almond, that is precious with its crust and oil, colour and regardless of its sourness and bitterness, took its place in the Ottoman poetry reflecting the societal life with its different aspects. In this study, in order to display how almond was used in the Turkish literature that was portraiting the societal and cultural life of a long-dominating Ottoman Empire, many couplets of the poets of the era were scanned and examplified couplets were given with the titles that were used under. Within the scope of the couplets, almond was not only used as a metaphor of eye, it was also used as the food of a sufi who aimed to eat little, sometimes it was the eye of a lover that was gouged out because of his beloved departed to eternity and finally it was the snack of a lover who wished to see the almond eyes of his beloved.
Classical Turkish Poetry culinary culture dervish mourning almond
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Temmuz 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2015 Cilt: 14 Sayı: 14 |
Makale gönderme ve takip:
Makalelerinizin gönderimini dergimizin dergipark web ana sayfasından "Makale Gönder" seçeneği ile yapabilirsiniz. Daha sonraki süreci ise “Dergipark Sistemi”nden takip edebilirsiniz. Herhangi bir sorun yaşamanız halinde lütfen aşağıdaki adreslere bilgi veriniz.
Nihat Öztoprak (Başeditör): noztoprak@fsm.edu.tr
Bünyamin Ayçiçeği (Editör): bunyamin.aycicegi@istanbul.edu.tr
Nusret Gedik (Editör Yardımcısı): nusret.gedik@marmara.edu.tr