Birey-devlet ilişkisini ve devlet kurumlarının işleyişini düzenleyen anayasalar siyasal, sosyal ve ekonomik yaşamı şekillendiren temel normlardır. 1982 Anayasası’yla benimsenen parlamenter sistemde yürütme organının Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık makamı olmak üzere düalist yapı üzerine inşa edilmesi, Türk siyasal hayatında yaşanan çeşitli siyasal sorunların ve krizlerin nedenini oluşturmaktadır. Cumhurbaşkanlığı seçim süreçleri öncesi ve sonrası yaşanan sorunlar ve yürütmenin iki başlılığı üzerinden ortaya çıkan yetki çatışmaları Türk siyasal hayatında yaşanan siyasal krizlerin en somut örnekleri arasındadır. Bu doğrultuda çalışmada, 1982 Anayasası sonrası Evren, Özal, Demirel, Sezer, Gül ve Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı dönemlerinde yaşanan yetki çatışmalarının neden olduğu sorunlar ele alınmıştır. 1982 Anayasası’nın yürütme kanadının sorumsuz ve sembolik makamı olan cumhurbaşkanlığı makamının güçlü yetkilerinin neden olduğu siyasal kriz potansiyeli tartışılmıştır. 2017 yılı sonrası anayasa değişikliğiyle Başbakanlık makamının kaldırılması sonrası, cumhurbaşkanlığı makamıyla birlikte yürütmenin ikili yapısından kaynaklanan yetki çatışmalarının son bulduğuna, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde halkın belirleyiciliğinin artmasıyla vesayet makamlarının etkisini yitirdiğine ve yeni krizlerin yaşanması ihtimaline son verildiğine ulaşılmıştır. Çalışmada, nitel araştırma yöntemleri kullanılmış olup doküman analizi yapılmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 26 Ekim 2022 |
Yayımlanma Tarihi | 26 Ekim 2022 |
Gönderilme Tarihi | 22 Temmuz 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Sayı: 31 |
Dicle University
Journal of Social Sciences Institute (DUSBED)