Kurbanlarının bedeninde ciddi lezyonlara yol açan bir hastalık olarak cüzzam tarih boyunca toplumsal damgalamanın ve dışlamanın sebebi olmuş ve bu hastalıktan mustarip olanlara yönelik büyük bir korku duyulmuştur. Cüzzam basit bir hastalığın ötesinde çok derin toplumsal ve dini boyutları olan bir hastalık olarak var oldu. Osmanlı Devleti’nin pek çok yerinde bu hastalığın bulaşıcı olduğu düşünülerek cüzzamlılar belirli alanlara kapatıldılar. Bu tarz mekanların en bilinen örneği İstanbul’da Üsküdar’da bulunan Miskinler Tekkesi idi. Buradaki cüzzamlılar dilencilik yaparak bir ölçüde geçimlerini sağladılar. Toplumsal dışlama varlığını Cumhuriyet Türkiye’sinde de sürdürdü ve sıklıkla akıl hastalarının bulunduğu yerlerde tedavi gördüler. Osmanlı ve cumhuriyet arasında bu hastalığa yönelik büyük bir süreklilik mevcuttur. Osmanlı’daki dışlama pratikleri erken Cumhuriyet devrinde de devam etti. Uğursuzluk, lanet ve bedbahtlığın tecessüm etmiş hali olarak görüldüğünden toplumsal olarak dışlama onların mukadderatı haline gelmişti. Bakırköy ve Elazığ’daki akıl hastaneleri Cumhuriyet devrinde Miskinler Tekkesi gibi mekanların yerini aldı.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Türkiye Cumhuriyeti Tarihi, Yakınçağ Osmanlı Tarihi |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 1 Temmuz 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 4 Temmuz 2024 |
Gönderilme Tarihi | 5 Ocak 2024 |
Kabul Tarihi | 15 Nisan 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Sayı: 36 |
Dicle University
Journal of Social Sciences Institute (DUSBED)