Giriş: Ventriküloperitoneal (VP) şant uygulaması, hidrosefali yönetiminde yaygın olarak kullanılan bir nöroşirürjik girişimdir. Bu yönteme bağlı komplikasyonlar arasında yer alan şant disfonksiyonu, hem sıklığı hem de ciddi klinik sonuçlara yol açma potansiyeli nedeniyle önemli bir morbidite nedenidir. Şant disfonksiyonu, intrakraniyal basınç artışına ve buna bağlı nörolojik bozulmaya neden olabilmektedir. Günümüzde tanıda yaygın olarak kullanılan kranial bilgisayarlı tomografi ve şant grafisi gibi görüntüleme yöntemleri, çoğu durumda tek başına yeterli tanısal doğruluk sağlayamamaktadır. Bu çalışma, yatak başı ultrasonografi ile elde edilen optik sinir kılıf çapı (OSKÇ) ölçümlerinin VP şant disfonksiyonu tanısındaki tanısal performansını ve klinik uygulanabilirliğini değerlendirmeyi amaçlamaktadır.
Yöntemler: Bu prospektif gözlemsel çalışmaya, 2016-2018 yılları arasında bir üniversite hastanesi acil servisine ventriküloperitoneal (VP) şantı bulunan ve şant disfonksiyonu şüphesiyle başvuran, 18-65 yaş arası hastalar dahil edildi. Ateş, baş ağrısı, kusma, bilinç değişikliği ve nöbet gibi semptomları olan hastalar çalışmaya alındı. Optik sinir kılıf çapı (OSKÇ) ölçümleri, eğitim almış acil tıp hekimleri tarafından gerçekleştirildi. Şant disfonksiyonu protokollerine uygun olarak tüm hastalara kraniyal bilgisayarlı tomografi (BT), şant serisi ve batın ultrasonografisi uygulandı. Şant disfonksiyonu tanısı, tüm klinik ve radyolojik bulguların birlikte değerlendirilmesi sonucunda bir beyin cerrahisi uzmanı tarafından konuldu ve nöroşirurjik değerlendirme altın standart olarak kabul edildi.
Bulgular: Çalışmaya 43 hasta dahil edildi. Yaş ortalaması 43±19,5 idi Hastaların OSKÇ ortalaması 4,70±0,98 idi. BT bulguları eski BT ile kıyaslandığında %60 hastada stabildi. OSKÇ şant disfonksiyonu tanısında istatistiksel olarak anlamlı saptanmadı. Şant disfonksiyonu tanısı koymada OSKÇ duyarlılık %62.5 ve özgüllük %62.9 olarak bulundu Altı hastanın acil servise 2 hafta içinde tekrar başvurduğu görüldü. İkinci başvuruda OSKÇ ortalaması 4,93±1,02 idi disfonksiyon olarak değerlendirilidi.
Sonuç: Çalışmamızda şant disfonksiyonunu göstermede OSKÇ ölçümümün istatistiksel olarak anlamlı olmadığını saptadık. Ancak gelecekteki tanı algoritmalarındaki şant disfonksiyonu tanısında OSKÇ ölçümünün potansiyel rollerinin daha fazla araştırılması gereklidir.
Bu çalışma, prospektif ve metodolojik bir araştırma olarak tasarlandı ve 2016-2018 yılları arasında bir üçüncü basamak üniversite hastanesi acil servisinde gerçekleştirildi. Çalışma, yerel etik kurul onayı alınarak yürütüldü (Onay No: 16-7/8).
Objectives: Ventriculoperitoneal (VP) shunt placement is a commonly utilized neurosurgical intervention in the management of hydrocephalus. Among its complications, shunt dysfunction represents a significant cause of morbidity due to its frequency and potential for severe neurological deterioration through elevated intracranial pressure. Currently, diagnostic tools such as cranial computed tomography (CT) and shunt series often fail to provide sufficient diagnostic accuracy when used independently. This study aimed to evaluate the diagnostic performance and clinical utility of optic nerve sheath diameter (ONSD) measurements obtained via bedside ultrasonography in detecting VP shunt dysfunction.
Methods: This prospective observational study included patients aged 18–65 years who presented to a university hospital emergency department between 2016 and 2018 with a history of VP shunt and clinical suspicion of shunt dysfunction. Patients with symptoms such as fever, headache, vomiting, altered mental status, and seizures were enrolled. Bilateral ONSD measurements were performed by trained emergency physicians. All patients underwent cranial CT, shunt series, and abdominal ultrasonography. Shunt dysfunction was diagnosed by a neurosurgeon based on comprehensive clinical and radiological evaluation, considered the gold standard.
Results: A total of forty-three patients were included. The mean age was 43 ± 19.5 years, and the mean ONSD was 4.70 ± 0.98 mm. Cranial CT findings were stable in 60% of patients compared to prior imaging. ONSD was not statistically significant in diagnosing shunt dysfunction. Sensitivity and specificity were 62.5% and 62.9%, respectively. Six patients revisited within two weeks, with a mean ONSD of 4.93 ± 1.02 mm; all were diagnosed with shunt dysfunction.
Conclusion: ONSD measurements did not demonstrate statistically significant diagnostic value in identifying shunt dysfunction. However, their potential role in future diagnostic algorithms warrants further investigation.
| Birincil Dil | Türkçe |
|---|---|
| Konular | Sağlık Kurumları Yönetimi, Tıp Eğitimi, Sağlık Hizmetleri ve Sistemleri (Diğer) |
| Bölüm | Araştırma Makalesi |
| Yazarlar | |
| Gönderilme Tarihi | 1 Ağustos 2025 |
| Kabul Tarihi | 13 Ekim 2025 |
| Yayımlanma Tarihi | 12 Aralık 2025 |
| Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 52 Sayı: 4 |