Amaç: Bu çalışmanın amacı, rat overinde iskemi-reperfüzyona
bağlı doku hasarı üzerine N-asetil sistein ve resveratrol’ün etkisini
değerlendirmektir.
Yöntemler: 42 adet dişi Wistar rat temin edildi. Bu ratlar randomize
bir şekilde 6 gruba eşit olarak bölündü (n=7). Oluşturulan
gruplar; sham (S), torsiyon (T), torsiyon - detorsiyon (T - D),
torsiyon - detorsiyon + salin (T - DT - S), torsiyon - detorsiyon
+ resveratrol (20 mg/kg) (T - DT - Res) ve torsiyon - detorsiyon
+ N-asetil sistein (150 mg/kg) (T - DT - NAC) şeklinde işlemlere
tabi tutuldu. Sham grubu hariç diğer tüm gruplara iki saat
boyunca ovaryan torsiyon işlemi uygulandı. Torsiyon grubu dışındaki
diğer tüm gruplara 2 saat detorsiyon prosedürü uygulandı.
Salin, resveratrol ve N-asetil sistein gruplarında yer alan
ratlara; detorsiyon işleminden yarım saat önce intraperitoneal
yoldan 2 ml serum fizyolojik, 20 mg/kg resveratrol ve 150 mg/
kg N-asetil sistein uygulandı. Ardından tüm ratlardan oksidatif
stres markerları ve tümör nekrotizan faktör alfa (TNF-α) düzeylerinin
çalışılması için 2 ml kan örneği ile histolojik inceleme
için torsiyone edilen overler çıkarıldı. Histopatolojik değişiklikler
ödem, konjesyon, hemoraji, lökosit infiltrasyonu ve follikül dejenerasyonu
şeklinde tanımlandı.
Bulgular: Histopatolojik hasar skorlamasına göre en az hasar
sham grubunda, en fazla ise torsiyon-detorsiyon grubunda
olduğu görüldü (1,00±0,81, 11,00±1,15, p<0,001, p<0,001,
sırasıyla). Resveratrol ile N-asetil sistein tedavisinin doku hasarını
azaltmada etkili olduğu (total hasar skoru ortalaması:
(83,85±0,89 ve 3,85±0,89 sırasıyla; p<0,001), buna karşın her
iki ilaç arasında histopatolojik hasarın azaltılmasında anlamlı
bir farklılığın olmadığı görüldü (p=0,966). Torsiyon-detorsiyon
grubunda oksidatif stres düzeylerinin daha yüksek olduğu,
resveratrol ile N-asetil sistein tedavisinin ise oksidatif stres
düzeylerinde belirgin bir azalmaya neden olduğu saptandı.
Ayrıca TNF-alfa düzeylerinin ilaç verilen gruplarda anlamlı ölçüde
azaldığı tespit edildi (7,85±2,08 ve 8,68±1,88 sırasıyla;
p<0,001). Buna karşın TNF-α düzeylerini azaltmada her iki ilacın
da eşit etkinlikte olduğu gözlendi (8,68±1,88 ve 7,85±2,08,
sırasıyla; p=0,968).
Sonuç: Resveratrol ve NAC tedavisinin ovaryan reperfüzyona
bağlı gelişen oksidatif stres ve doku hasarının azaltılmasında
etkili olabileceği düşünülmektedir. Her iki ilaç arasında koruyucu
etkinlik açısından bir fark bulunmadı.
Objective: The aim of this study is evaluating the protective activity of N-acetyl cysteine and resveratrol treatment against ischemia - reperfusion damage created experimentally in rat ovaries. Methods: 42 female Wistar rats were used in our study. Rats were separated randomly into six groups consisting of seven rats as sham, torsion, torsion- detorsion, torsion-detorsion+saline, torsion-detorsion+resveretrol (20 mg/kg) and torsion- detorsion+N-acetyl cysteine (150 mg/kg). Except Sham, ovarian torsion procedure was implemented to all other groups for 2 hours. Detorsion procedure was implemented to other groups for 2 hours, except the torsion group. Medications were given through intraperitoneal way half an hour before the detorsion procedure in saline (two milliliter), resveratrol (20 mg/kg) and N-acetyl cysteine (150 mg/kg) groups. Then, 2 ml of blood samples were drawn for markers of oxidative stress and tumour necrosis factor-alpha (TNF-α) work and the ovaries, which were torsioned for the histologic examination, were extracted from all rats. Edema, congestion, hemorrhage, leukocyte infiltration and degeneration of follicles were evaluated by histopathological examination. Results: According to histopathologic damage scores, the least damage was seen in sham group and the most damage was seen T-DT group (1.00±0.81 vs. 11.00±1.15, respectively; p<0.001). It was seen that resveratrol and N-acetyl cysteine treatments were effective in decreasing tissue damage (total damage score average 83.85±0.89 vs. 3.85±0.89, respectively; p<0.001), and on the other hand there was not any difference between resveratrol and N-acetyl cysteine treatments (p=0.966). Besides, it was determined that oxidative stress levels were higher in torsion - detorsion group and the resveratrol and N-acetyl cysteine treatment caused a significant decrease in oxidative stress levels. In additionally, the reductions of TNF-α levels were found to be equally effective in both drugs (8.68±1.88 vs. 7.85±2.08, P=0.968). Conclusion: Presented study showed that resveratrol and N-acetyl cysteine treatment can be effective in preventing tissue damage and oxidative stress, which is induced by ischemia-reperfusion that is created in rat ovaries. On the other hand, no difference was found between the resveratrol and N-acetyl cysteine with regards to protective activity.
Diğer ID | JA42JB97GP |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Haziran 2016 |
Gönderilme Tarihi | 1 Haziran 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2016 Cilt: 43 Sayı: 2 |