Objectives: The aim of this study was to evaluate the sero­positivity of rickettsial infections (rickettsioses) and to assess risky behaviors for rickettsioses in North Anatolia, which have dense tick population. Materials and methods: Blood samples of 409 voluntary participants were collected in a cross-sectional seropreva­lence research in Samsun-Tekkeköy and 171 from Samsun Regional Laboratory, KTÜ Medical Faculty/Clinic of Infection Diseases and Tokat State Hospital to determine regional characteristics and risk factors of rickettsial infections. The total sample size was 580 persons. A standard questionnaire was performed by a face to face interview with participants. The 0-4 age group children were not included. The presence of anti-Rickettsia IgG antibodies was tested in blood samples with Indirect Immunoflourescein Antibody (IFA) method. Results: Spotted fever group anti-Rickettsia IgG antibody seropositivity was detected in 68 (11.7%) blood samples. Contrarily, typhus group anti-Rickettsia IgG antibody se­ropositivity was not found in any participant. With bivariate analyses following variables were found to be significantly correlated with rickettsia seropositivity: education status (p=0.015), age (p=0.001), working in farm (p=0.008), working in garden (p=0.022), agricultural activities (p=0.001), being interested in relaxation activity (p=0.009), animal breeding (p=0.007), milking (p=0.001) and exposure to wild animals (p=0.004). With logistic regression analysis; age [Risk Odds Ratio ‘ROR\'=1.03 (95% GA=1.02-1.05)] and exposure to wild animals [ROR=1.97 (95% GA=1.12-3.46)] were found to be associated with increased seropositivity. Conclusions: Our results supported the existence of rick­ettsial diseases in Turkey. Further seroepidemiological in­vestigations are needed to detect incidence/prevalences of rickettsioses and related risky behaviors in our country.
Amaç: Riketsiyal enfeksiyonların (riketsiyoz) seropozitifliğini ve toplumda riketsiyozlar yönünden riskli davranış modelleri­ni belirlemek amacıyla Kuzey Anadolu\'da bir anket uygulan­mış ve seropozitivite araştırması yapılmıştır. Gereç ve Yöntem: Riketsiyozların bölgesel özelliklerini ve bazı risk faktörlerini belirleyebilmek amacıyla; Tekkeköy il­çesinde (Samsun) gerçekleştirilen kesitsel tipteki seropreva­lans çalışmasına ait sağlıklı ve semptomsuz 409 kişinin kan örneği ile Samsun Bölge Hıfzıssıhha Müdürlüğü, Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Po­likliniği ve Tokat Devlet Hastanesi\'ne herhangi bir nedenle başvuran 171 gönüllü kişiden kan örnekleri çalışmaya dahil edilmiştir. Örneklem büyüklüğü toplam 580 kişidir. Katılımcı­lara standart anket formu yüz yüze görüşme yöntemi kulla­nılarak uygulanmıştır. 0–4 yaş grubu çocuklar çalışma dışı bırakılmıştır. Serum örneklerinde indirekt immünfloresan an­tikor (İFA) tekniği kullanılarak anti-riketsiya IgG antikor varlığı araştırılmıştır. Bulgular: Altmış sekiz serum örneğinde (%11.7) benekli ateş grubu (BAG) anti-riketsiya IgG antikor pozitifliği saptanmıştır. Tifüs grubu (TG) için antikor pozitifliği bulunamamıştır. İkili analizlerde; eğitim durumu (p=0.015), yaş (p=0.001), tarlada çalışma (p=0.008), bağ-bahçede çalışma (p=0.022), tarım ile uğraş (p=0.001), dinlenme aktivitesi (p=0.009), hayvan bes­leme (p=0.007), süt sağma (p=0.001), yabani hayvan teması (p=0.004) ile seropozitivite arasında istatistiksel olarak anlam­lı ilişki bulunmuştur. Lojistik regresyon sonuç modeline göre; yaş [Risk Odds Ratio ‘ROR\'=1,03 (%95 GA=1.02-1.05)] ve yabani hayvan temasının [ROR=1.97 (%95 GA=1.12-3.46)] seropozitivite olasılığını artırdığı gözlenmiştir. Sonuç: Çalışmamızın sonuçları Türkiye\'de riketsiyal hasta­lıkların mevcut olduğunu göstermektedir. Riketsiyozların ül­kemizdeki varlığının tam olarak belirlenebilmesi ve insidans/prevalans tahminlerinin yapılabilmesi için daha fazla sayıda seroepidemiyolojik çalışmalara ihtiyaç vardır. Ayrıca riketsiyal hastalıklar için risk faktörleri de yeniden değerlendirilmelidir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Yazıları |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Eylül 2010 |
Gönderilme Tarihi | 2 Mart 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2010 Cilt: 37 Sayı: 3 |