Giriş ve Amaç: Ailesel hiperkolesterolemi (AH), erken kardiyovasküler hastalığa yol açabilen, yüksek düşük yoğunluklu lipoprotein kolesterol (LDL-C) seviyeleri ile ilişkili otozomal dominant geçişli genetik bir hastalıktır. Aterosklerotik etkisinin dışında çeşitli mekanizmalarla kardiyak disfonksiyona neden olabilmektedir. QT dispersiyonu ventriküler repolarizasyonun heterojenitesini yansıtan bir ölçümdür ki çeşitli patolojilerde erken veya önemli bir belirteç olarak araştırılmıştır. Bizim bu çalışmadaki amacımız; ailesel hiperkolesterolemi hastalarında QT dispersiyonunun ve olası klinik etkilerinin araştırılmasıdır.
Yöntemler: Çalışmamıza 30.10.2018-01.11.2019 tarihleri arasında Mersin Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi kardiyoloji ve endokrinoloji polikliniklerine başvuran 18 yaş üstü ailesel hiperkolesterolemi tanısı alan hastalar dahil edilmiştir. Aterosklerotik risk faktörü ve yerleşik hastalığı olan hastalar çalışma dışında bırakılmıştır. Hastaların EKG’leri dijital ortama aktarılarak iki farklı kardiyoloji uzmanı tarafından değerlendirilmiş ve ortalamaları kaydedilmiştir. Kontrol grubu ile bu değerler kıyaslanmıştır. Sonuçlar SPSS 20.0 paket programına kaydedilerek istatistiksel analiz yapılmıştır.
Bulgular: Çalışmaya toplam 200 hasta dahil edilmiştir. 120(%60)’si kadın, yaş ortalaması 32,28±7,90’dır. Hiperkolesterolemi olan grubun LDL, total kolesterol ve trigliserit değerleri diğer gruba göre anlamlı derecede yüksekti (p<0,001, p<0,001, p=0.003). Hastaların EKG parametrelerinin karşılaştırmasına bakıldığında QT dispersiyonu ve QTc dispersiyonu değerleri ailesel hiperkolesterolemi olan grupta anlamlı olarak yüksek saptandı (p=0,001, p<0,001, p<0,001). Lojistik regresyon analizinde QT dispersiyonu (OR:0,100, %95Cl:0,018-0,556, p=0,009) ve QTc dispersiyonunun (OR:102,746, %95Cl:4,441-2377,259, p=0,004) istatistiksel olarak anlamlı birer bağımsız değişken olduğu gözlendi.
Sonuç: Ailesel hiperkolesterolemi hastalarında QTd ve QTcd ölçümleri kontrol grubuna göre istatistiksel anlamlı olarak artmıştır. Bu bulgu aterosklerotik risk faktörleri veya yerleşik hastalık olmayan hasta grubunda tespit edilmiş olması klinik anlamını pekiştirmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sağlık Kurumları Yönetimi |
Bölüm | Araştırma Yazıları |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 2 Eylül 2022 |
Gönderilme Tarihi | 19 Nisan 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 49 Sayı: 3 |