Vahyî bildirimin temel
kavramlarından biri olan itaat, sözlükte baş ve boyun eğmek, söz dinlemek ve emredi-
leni yerine getirmek anlamına gelmektedir.
Kur’ân’da itaat imanla, itaatsızlık
/isyan da küfürle ilişkilendiril- miştir.
Dinin ana kaynağı Kur’ân, kendilerine itaat edil- mesi gerekenleri, Allah,
Peygamber ve Ulü’l-Emr (Müs- lümanların yöneticileri, din bilginleri/ ulema, alanında
uzman olanlar) olmak üzere üç sınıf halinde belirlerken mutlak itaatin Allah’a özgü olduğuna vurgu yapar. Yöneticilere itaat, Allah ve Resulüne bağlı olmaları ve emirlerinin ma’rufa aykırı
olmamasıyla sınırlıdır.
One of the fundamental
concepts of the revelation-sourced
information,
itaat (obedience) means,
according to its dictionary
definition, to give in and
be submissive and to do
what someone instructs
you to do. In the Qur’an,
obedience is associated
with belief and faith, and
disobedience / rebellion
with disbelief and denial.
The Qur’an as the main
source of the religion lists
Allah, Prophets, and Ul
al-Amr (rulers of Muslims,
religious scholars,
ulama, and experts in
their fields) as “to be
obeyed” and emphasizes
that absolute obedience is
due only to Allah. Obedience
to rulers is limited
to the extent that they are
loyal to Allah and His
Rasul, and their rulings
are not against what Islam
ordains (ma’ruf). That is
to say, absolute obedience
to them is out of the
question. It is observed
that this Qur’anic truth is
disregarded today.
Obedience Disobedience The Qur’an Allah Prophet Ul al-Amr Content Scope
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 16 Nisan 2018 |
Gönderilme Tarihi | 29 Kasım 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 54 Sayı: 1 |