Buhara’da doğup Semerkant’ta vefat eden ve güvenilir kaynak kabul edilen kitabı yazarak hadis ilminde zirve olan Buhârî’nin telif ettiği el-Câmiu’s-sahîh adlı eseri, onun hadisteki otoritesini ortaya koyduğu gibi fıkıh/usûl ilmindeki kimliğini de ortaya koymaktadır. Zira o, kitabının terâcim olarak ifade edilen bâb başlıklarında hem fıkha hem de usûle dair görüşlerini serdeden bir yöntem kullanmıştır. Buhârî’nin kendine özgü bu istinbat yönteminden dolayı “Buhârî’nin fıkhı bâb başlıklarındadır” denilmiştir. Öyle ki çağdaşı olduğu âlimler, onun büyük bir muhaddis olması yanında fakih kimliğine de önemli ölçüde vurgu yapmışlardır. Bu makalemizde gayemiz fıkhu’l-hadis’e vurgular yapan ehlü’l-hadis’in hicrî üçüncü asırdaki en iyi temsilcisi olan Buhârî’nin Kur’ân ve Sünnet bütünlüğü üzerine kurulu usûlî düşünce sistemini tespit ve tahlil etmektir. Zira Buhârî, “Kendisine ihtiyaç duyulup da Kur’ân’da ve Sünnet’te bulunmayan bir şey bilmiyorum” diyerek Kur’ân ve Sünnet’in kaynaklık otoritesini vurgulayan ve iki kaynak arasındaki tabiî/zorunlu ilişkiyi/bütünlüğü savunan bir metodolojiye sahip fakih bir muhaddistir.
Kıymetli hocam, Aralık 2021 sayısı için makalemi ekte gönderdim. Teşekkür ederim.
Al-Jami al-Sahih, written by Bukhari, who was born in Bukhara and died in Samarkand and who became the zenith of the hadith knowledge by writing the book that is considered the most reliable book after the Qur’an,the Book of Allah, reveals his faqih identity apart from his authority in hadith. Because he used such a method that reveals his views on both fiqh and usul in the chapter titles of his book, which are expressed as tarâjim. Because of Bukhari’s unique method of istinbat (revealing the meaning), it is said that “Bukhari’s fiqh lies in the Bâb (chapter) titles.” So much so that the scholars whom he was contemporary with emphasized his faqih identity as well as being a great muhaddith. In this study, our aim is to identify and analyze Bukhari’s, who is the best representative of Ahl al-Hadith in the third century of Hijrah and who is accepted as the defender of fiqh al-hadith, procedural thought system based on the integrity of the Qur’an and Sunnah. Because Bukhari is a faqih muhaddith who has a methodology that defends the natural/obligatory relationship between the two sources, as he emphasizes the source authority of the Qur’an and the Sunnah by saying “I do not know anything that is needed but not found in the Qur’an and the Sunnah”.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Aralık 2021 |
Gönderilme Tarihi | 31 Temmuz 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 57 Sayı: 4 |