bölümde, yazarın önemle altını çizdiği bazı saptamalar vardır. Özetlemek gere- kirse; Türkler, asırlarca İran’ı yönetmelerine ve nüfus olarak da Farslardan sonra en kalabalık topluluğu oluşturmalarına rağmen dilsel açıdan her zaman Farsçanın egemenliğini benimsemişlerdir. Dolayısıyla geçmişten bugüne ülkede Farsça üst dil, Türkçe ise alt dil olarak konumlanmıştır. Aslında milliyetçilik akımlarının bir neticesi olarak İran Türk halkları arasında da “Türklük” bilinci gelişmiştir; ancak bu bilinç, Türk dilini Farsçanın egemenliğinden kurtaracak nitelikte olmamıştır. Tam tersine, aynı dönemlerde gelişen Fars milliyetçiliğinin etkisiyle Farsçanın gücü gittikçe pekişmiştir. Üstelik bir konumdan yoksun olan İran Azerbaycan Türkçesi ses, sözcük, cümle yapısı, hatta anlamsal bakımdan da Farsçanın etkisi altında kalmıştır. Başka meseleler de vardır. Meselâ, söz konusu Türk toplulukları arasında alfabe ve yazı sistemi tam oturmamıştır. En büyük sıkıntı ise standart dil
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Haziran 2008 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2008 Cilt: 2 Sayı: 2 |