Türkçe söz dizimi çalışmalarında sözcük öbekleri ve bunların sınıflandırılması konusunda değişik görüşler bulunmaktadır. Yapılan sınıflandırmalarda uygulanan ölçütler değişmekle birlikte hemen hemen bütün araştırmacıların yapısal ve anlamsal ölçütleri bir arada kullandıkları görülmektedir. Aynı durum, sözcük öbeklerinin bir alt sınıfı olan birleşik eylemlerin sınıflandırılmasında ortaya çıkar. “Anlamca kalıplaşmışdeyimleşmiş birleşik eylemler” olarak adlandırılan grup özellikle tümce söz dizimi üzerine yapılan çalışmalarda araştırmacıları olduğu kadar öğrenenleri ve öğretenleri de zor durumda bırakmaktadır. Bu birleşik yapıların anlamca genelleşmiş ve temel anlamlarından uzaklaşmış bir şekilde tek bir kavramı karşılıyor olmaları onların tümcede tek bir sözcük gibi yüklem görevine girmelerini gerektirir mi? Bunların anlamlarının kalıplaşması –kişiden kişiye değişmez hâle gelmesi- yapılarının da donduğu anlamına mı gelir? Yoksa yapı zaten donuk bir unsurdur ve sözcüklerin anlamsal hareketliliği mi bu tip “birleşik eylemlerin” oluşmasına neden olmaktadır? Yapısal incelemelerde anlamsal özellikleri ölçüt almak ne kadar doğrudur? Bu tip birleşik eylemlerin anlamlarının deyim başlığı altında anlambilimin konusu olarak işlenmesi ve söz diziminde bunların yapılarının incelenmesi sorunlarımızı çözer mi? Anlam, yapıyı belirleyen bir neden midir; yoksa sonuç mu? Çalışmamızda bu sorular yanıtlanmaya çalışılacak ve bu konuya yapısal bir yaklaşım sergilenecektir.
birleşik eylemler anlamca kaynaşmış birleşik eylemler deyimler
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Dil Çalışmaları |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Kasım 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2015 Cilt: 9 Sayı: 17 |