Türkiye’de Ahmet Caferoğlu’yla başlayan diyalektoloji çalışmaları gittikçe hız kazanmaktadır. Ağız çalışmaları yapılırken, her aşamada dikkat edilmesi gereken belli hususlar vardır. Bunlar arasında en önemlileri yerleşim yeri ve kaynak kişi seçimidir. Örneğin yerleşim yeri seçerken, daha çok standart varyantın kullanıldığı şehir merkezleri değil, yerel ağızların hakim olduğu köy gibi daha küçük yerleşim birimleri tercih edilir. Kaynak kişi seçiminde ise merkezle iletişimi daha az olan, yaşadığı yerleşim birimi dışına uzun süreli olarak çıkmamış, hayatının büyük bir kısmını köyde geçirmiş kaynak kişiler, bir ağız araştırması için en uygun olan kişilerdir. Hatta, erkekler yerine kadınlar yerel ağız çalışmalarının kıymetli konuşurlarıdır. Bu tür yerel ağız çalışmaları, yerleşim yeri - konuşur bütünlüğünün sağlandığı şartlarda geçerlidir. Fakat gerçek hayatta bu bütünlüğün her zaman sağlanamadığı bilinmektedir. Pek çok sebeple, yerleşim yeri - konuşur bütünlüğünün bozulabilmektedir. Böylesi durumlarda ortada herhangi bir yerleşim yeri ya da konuşur kalmayacağı için, herhangi bir diyalektoloji çalışması yapmak uygunsuz görülür. Fakat bu makale, yerleşim yeri – konuşur bütünlüğünün bozulduğu durumlarda da bir ağız araştırması yapılabileceğini öne sürmektedir. Kendi yerleşim yerinden farklı bölge/bölgelere göçen birinci, ikinci ve hatta üçüncü nesil konuşurlar üzerinden yürütülecek bir çalışma, eski yerleşim yerine ait karakteristik özelliklerin tespitini sağlayabilir. Makalede böyle bir çalışmanın adımlarından bahsedilmiştir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Dil Çalışmaları |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Kasım 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 12 Sayı: 23 |