Yapısalcılık yirminci yüzyılda beşerî ve sosyal olguları incelemek üzere kullanılmış belli başlı yöntemlerden veya perspektiflerden biridir. Yapısalcılığın yükselişine Ricoeur’ün de kayıtsız kalmadığı görülür. 1960’lı yılların başından itibaren kaleme aldığı çeşitli metinlerinde, yapısalcı akımın dil felsefesi bakımından içerimlerini değerlendirmiştir. Makalemizde, Ricoeur’ün bu bağlamdaki değerlendirmelerine odaklanarak onun kendi dil felsefesini inşa etme güzergâhı üzerinde yapısalcılık ile
giriştiği hesaplaşmanın ana hatlarını belirginleştirmeye çalıştık. Yapısalcılık karşısında onun sadece tarafgir veya sadece muhalif bir tavır takınmadığını tespit ettik. Ricoeur “olay olarak söylem” yaklaşımı ile yapısalcılığın dil perspektifi arasında ilk bakışta dikkat çeken çatışmaları, yeni yollar keşfederek aşmayı denemiştir. Riceour’ün bu bağdaştırma girişiminde yararlanacağı gereç “kelime” olacaktır. Kelimeler, semiyoloji ile semantiğin, her söylem olayındaki eklemleniş noktalarıdır. Cümle bir olaydır ve bu itibarla da onun edimselliği geçicidir, kalıcı değildir. Kelimeyse cümleyi hayatta tutar. Yer değiştirebilir bir şey olarak kendini yeni kullanımlara hazır tutar. Böylece de yeni bir kullanım değerinin ağırlığıyla sisteme geri dönerken ona bir tarih verir. Ricoeur kelimeyi, sistem ile edim, yapı ile olay arasındaki mübadeleci olarak değerlendirir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Dil Çalışmaları |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Mayıs 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 14 Sayı: 26 |