The provisions of the Quran will not be abrogated by another book; While there is no disagreement about the Quran abrogating other divine books before it, there is a disagreement about the issue of Quran verses abrogating each other and hadiths abrogating the Quran. The overwhelming majority of early commentators accept the existence of abrogation among the verses of the Quran. In addition to the Qur'an's abrogation of the previous holy books, they considered the abrogation a natural phenomenon for the formation and perfection of the newly established Islamic order. The issue of abrogation only covers the verses that give judgment and does not affect the principles of faith. Provisions may also change depending on time, place and situation. A provision made due to a cause may change as the cause changes. Those who adopt this view are of the opinion that abrogation facilitates the performance of religious duties. Commentators who accept the existence of abrogation among the verses of the Quran do not agree on the number of abrogated verses. Some commentators increased the number of abrogated verses to 200, while others reduced them to 5. Imam al-Suyuti, staying away from exaggeration and negligence, has stated that the abrogated provisions were 20 verses. In order for the abrogation (naskh) event to occur, this event must have occurred during the lifetime of the Prophet (pbuh), the abrogating (nasikh) and the abrogated (mansukh) must be related to the shariah-practical provisions, the abrogated verse must have remained in force for a long enough time to be acted upon (even though it is controversial, there is no possibility of combining and composing between the two verses. And, there are some conditions such as the abrogating verse having been revealed after the abrogated verse. There is a contradiction between the verses that are said to be abrogated. However, just the fact that the verses contradict each other is not sufficient for the decree of abrogation to be issued. The most important point in this regard is historical chronology. Therefore, in this study, chronological history, which is one of the conditions of abrogation, was investigated. The term "verse chronology" refers to determining the time of the abrogating (nasikh) and the abrogated (mansukh) verses, taking into account the historical context between the allegedly abrogated verses. In order for the concept of naskh to be accepted, the principle that the abrogating (nasikh) verse must be revealed after abrogated (mansukh) verse is important. Taking chronology into consideration is an important method in studies to determine abrogation in Islamic law and tafsir science. In this context, the determination of chronology is determined by determining the order of revelation of the verses, the science of sirah and hadith, which informs the reasons and context of the revelation of the verses, especially the views of the early period commentators and the narrations based on them. According to some views, it has been said that the phenomenon of naskh was judged without taking into account chronological history, but with this study, it was determined that Imam al-Suyuti , who is an important source, and authorities specialized in naskh like him took the historical context into consideration. In all 20 verses we discussed in this study, it is possible for the abrogation event to occur chronologically in the verses that are stated to be abrogated. Because in the verses we have researched, the abrogating (nasikh) verse was revealed after the abrogated verse. This issue gives us a clue that the abrogation event took place in the relevant verses.
Kur’an hükümlerinin başka bir kitapla nesh edilmeyeceği; Kur’an’ın kendisinden önceki diğer ilahi kitapları nesh ettiği hususunda ihtilaf yokken Kur’an ayetlerinin birbirini nesh etme meselesi ve hadislerin Kur’an’ı nesh etme hususunda ise ihtilaf vardır. İlk dönem müfessirlerinin kahir ekseriyeti neshin Kur’an ayetleri arasında varlığını kabul eder. Onlar, Kuran’ın kendisinden önceki kutsal kitapların neshine ek olarak, yeni kurulmaya başlayan İslam düzeninin oluşması ve kemale ermesi için neshi doğal bir olgu saymışlardır. Nesih olayı, yalnızca hüküm bildiren ayetleri kapsamakta olup inanç esaslarına etki etmez. Hükümler de zaman, mekân ve duruma göre değişebilir. Bir illete bağlı olarak konulan hüküm, illetinin değişmesi ile değişebilir. Bu görüşü benimseyenler neshin, dini vecibelerin ifasında bir kolaylık olduğu kanaatindedirler. Kur’an ayetleri arasında neshin varlığını kabul eden müfessirler mensuh ayetlerin sayısında ittifak etmemişlerdir. Bazı müfessirler mensuh ayet sayısını 200’e kadar çıkartmış diğer bazıları da 5’e indirmiştir. İmam es-Süyûtî ifrat ve tefritten uzak kalarak mensuh hükümlerin 20 ayet olduğunu ifade etmiştir. Nesih olayının gerçekleşebilmesi için bu olayın Hz. Peygamberin (s.a.v.) hayatta olduğu süre içerisinde olması, nasih ve mensuhun şer’i-amelî hükümler ile alakalı olması, (ihtilaflı olsa da) mensuh ayetin amel edilebilecek kadar bir süre yürürlükte kalmış olması, iki ayet arasında cem ve telif imkanının bulunmaması ve nesh eden ayetin neshe uğrayan ayetten sonra inmiş olması gibi bazı şartlar vardır. Nesh olduğu söylenilen ayetlerin arasında çelişkilik durumu vardır. Ancak sadece ayetlerin birbiriyle çelişki içinde olması nesih hükmünün çıkarılması için yeterli değildir. Bu konuda en önemli nokta tarihsel kronolojidir. Bundan dolayı da bu çalışmada neshin şartlarından olan kronolojik tarih araştırılmıştır. "Ayet kronolojisi" terimi, nesh olduğu iddia edilen ayetler arasındaki tarihsel bağlamın göz önünde bulundurularak, nasih ve mensuh ayetlerin zamanının belirlenmesini ifade eder. Nesih kavramının kabul edilmesi için, nasih ayetin mensuh ayetten sonra nazil olması gerektiği prensibi önemlidir. Kronolojinin dikkate alınması, İslam hukukunda ve tefsir biliminde neshin belirlenmesi için yapılan çalışmalarda önemli bir yöntemdir. Bu bağlamda kronolojinin tespiti ayetlerin nüzul sırasının belirlenmesi, ayetlerin iniş sebeplerini ve bağlamını bildiren siyer ve hadis ilmi, özellikle ilk dönem müfessirlerin görüşleri ve onlara dayandırılan rivayetlerle belirlenmektedir. Bazı görüşlere göre nesih olgusunda kronolojik tarihin dikkate alınmadan hüküm verildiği söylenmişse de bu çalışma ile önemli bir kaynak olan İmam es-Süyûtî ve onun gibi nesih konusunda uzmanlaşmış otoritelerin tarihsel bağlamı dikkate aldığı tespit olunmuştur. Bu çalışmada ele alınan ayetlerin tamamında kronolojik olarak nesih olayının gerçekleşmesi mümkündür. Zira her birini araştırdığımız ayetlerde nasih ayet, mensuh ayetten sonra nazil olmuştur. Bu da ilgili ayetlerde nesih olayının gerçekleştiği hususunu ortaya çıkartmaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Tefsir |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 27 Haziran 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2024 |
Gönderilme Tarihi | 26 Nisan 2024 |
Kabul Tarihi | 9 Haziran 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 |
Dergi İletişim: dinbil@alparslan.edu.tr
Din ve Bilim-Muş Alparslan Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.