The genealogy, which is described as a chart showing all the members of a lineage or family, starting from the most distant known ancestor to the last members, in the form of a tree emerging from a root, is an ancient tradition and has an important place in Turkish, Persian, Indian and Arab societies. In these societies, where coming from a noble lineage is accepted as a means of superiority, especially the determination of the lineage of the ruling class was given importance and many works were written in accordance with this tradition. In this context, In order to know the Prophet, to internalize his life and to attain his intercession, Writing the genealogy of the Prophet has attracted the attention of Muslim poets and writers throughout history, and many works have been given in this field, including copyright and translation, verse and prose. One of them is al-Cevvânî's work named as-Şeceretü'l-Muhammediyye. Suleyman Nahîfî, one of the 18th century poets, translated the work in question from Arabic to Turkish with the name “Ravzatü's-Safâ fî Sîreti'l-Mustafâ”. The literary language in Nahîfî's work and the use of verses, couplets and rubais in some parts of the text brought the work closer to copyright rather than translation. The work in question constitutes an important place in the field. It has been studied in order to contribute to the field based on the importance of the aforementioned work.
Classical Turkish Literature Genealogy Süleyman Nahifi Ravzatü
Bir insanın ataları hakkında bilgi sahibi olmak adına araştırmalar yapması tarih boyunca bir edim olarak karşımıza çıkmaktadır. Gerek aile gerekse aileleri oluşturan sülalelerin bilgisi sözlü kültürle olsun, yazılı kültürle olsun nesilden nesile taşınmıştır. Bir ailenin ulaşılabilen en eski büyüğünden başlanarak içinde bulunulan zamandaki en genç ferdine kadar bir ağaç resmi veya doğrudan sıralama vasıtasıyla oluşturulan eserlere şecere adı verilmektedir. Şecere, kadim bir gelenek olup Türk toplumunun yanı sıra Fars, Hint ve Arap toplumlarında önemli bir yere sahiptir. Asil bir soydan gelmenin üstünlük vesilesi kabul edildiği bu toplumlarda özellikle yönetici kesimin nesep tespitine önem verilmiş ve bu geleneğe uyarak birçok eser kaleme alınmıştır. Bu bağlamda Hz. Peygamber (sav.)’i tanımak, onun hayatını içselleştirmek ve şefaatine nail olmak için Hz. Peygamber’in şeceresini yazmak Müslüman şair ve yazarların tarih boyunca ilgisini çekmiş ve bu alanda telif ve tercüme, manzum ve mensur olmak üzere birçok eserler verilmiştir. Bunlardan biri de el-Cevvânî’nin eş-Şeceretü’l-Muhammediyye adlı eseridir. Söz konusu eseri, 18. yüzyıl şairlerinden Süleyman Nahîfî, “Ravzatü’s-Safâ fî Sîreti’l-Mustafâ” adıyla Arapçadan Türkçeye tercüme etmiştir. Nahîfî’nin eserindeki edebî dil ile metnin bazı yerlerinde mısra, beyit ve rubailer kullanması eseri tercümeden ziyade telife yaklaştırmıştır. Söz konusu eser Türk-İslam Edebiyatı alanına dair önemli bir yer teşkil etmektedir. Mezkûr eser önemine binaen alana katkı sağlaması amacıyla bu çalışmaya konu edilmiştir.
Klasik Türk Edebiyatı Şecere el-Cevvânî Süleyman Nahîfî Ravzatü’s-Safâ fî Sîreti’l-Mustafâ Ravzatü
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2022 |
Gönderilme Tarihi | 15 Kasım 2022 |
Kabul Tarihi | 25 Aralık 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 5 Sayı: 2 |
Dergi İletişim: dinbil@alparslan.edu.tr
Din ve Bilim-Muş Alparslan Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.