At the foundation of all religious systems lies the concept of the sacred. Mircea Eliade defines the sacred in opposition to the profane and notes that the manifestations of the sacred, or hierophanies, occur through objects from the profane world. As a result of these manifestations, objects such as stones or wood lose their former nature and become sacred. The sacred becomes visible solely through its manifestations. This state of visibility only exists for the believer. Shintoism is one of the religious traditions where distinction between the sacred and profane is observed. Many elements within Shintoism, such as Shrines, torii gates, and shimenawa, reflect the distinction between the sacred and the profane in a tangible way. It could be said that Shintoism is a religion built upon these two concepts. Torii gates are clear examples of the dualism between the sacred and the profane. The torii serves as a threshold containing the sacred on one side and the profane on the other. Torii gates, serving as a passage where the sacred separates from the profane, alert believers to the presence of the sacred. Once a person passes through the threshold, they are no longer in the ordinary world but within the realm of the sacred. In this sense, torii gates signify to believers the need to prepare to approach the kamis, and to ascend into their presence. The purpose of the study is to examine torii gates in Shintoism within the framework of the concepts of the sacred and the profane. To achieve this goal, definitions of the sacred and profane were provided, followed by a discussion of the structural and historical characteristics of torii gates. Subsequently, torii gates were examined within the framework of these concepts.
Tüm dinî sistemlerin temelinde kutsal anlayışı bulunmaktadır. Mircea Eliade, kutsalı, onun zıttı olan profanla tanımlamış ve kutsalın tezahürlerinin, yani hiyerofanilerin, profan dünyaya ait nesnelerde ortaya çıktığını belirtmiştir. Bu tezahür sonucunda, bir taş ya da tahta gibi nesneler kutsallaşarak eski varlıklarını kaybeder. Kutsal olan yalnızca tezahürleri vasıtasıyla görünürlük kazanmaktadır. Bu görünürlük hali, inanan kimse için var olmaktadır. Şintoizm kutsal ve profan ayrımının gözlemlendiği dinî geleneklerden biridir. Şintoizmin içindeki birçok unsur; mabetler, torii kapıları, shimenawa gibi, kutsal ve profan ayrımını somut bir şekilde yansıtmaktadır. Şintoizm’in kutsal ve profan kavramları üzerine kurulu bir din olduğu söylenebilir. Torii kapıları kutsal ve profan düalizminin net örneklerinden biridir. Torii, bir yanında kutsalı diğer yanında profanı barındıran bir eşiktir. Kutsalın profandan ayrıldığı bir geçiş yeri olarak torii kapıları, inananları kutsalın varlığı konusunda uyarmaktadır. Eşikten geçen kişi artık sıradan dünyada değil, kutsalın alanındadır. Torii kapıları bu anlamda, inananlar için Kamilerin huzuruna çıkmayı, bu çıkış için hazırlık yapma gerekliliğini haber vermektedir. Çalışma konusunun amacı, Şintoizm’de bulunan torii kapılarının, kutsal ve profan kavramları çerçevesinde incelenmesidir. Bu amaçla öncelikle kutsal ve profan kavramlarının tanımlamaları yapılmış, torii kapılarının yapısal ve tarihî özelliklerinden bahsedilmiş, daha sonra ise kutsal ve profan kavramları çerçevesinde torii kapıları incelenmiştir. Çalışmanın temel iddiası, kutsal ve profan kavramlarının Torii kapıları üzerinden soyut bir değer kazandığıdır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Dini Araştırmalar (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Ekim 2024 |
Gönderilme Tarihi | 7 Temmuz 2024 |
Kabul Tarihi | 4 Ekim 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 1 Sayı: 2 |
Dinler Tarihi Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.