Felsefenin para ile ilişkisi arızi bir ilişki
değildir. Daha en başında, felsefe bir bilgeliğe ulaşma tarzı olarak kendisini
para ile bilgeliğin aktarılmasına karşı olarak, Sofist’e karşı olarak
konumlandırdı. Her ne kadar Antik
dönemde felsefe kendini paraya karşı konumlandırsa da, paranın belirleyici
olmaya başladığı modern çağda felsefe ile paranın ilişkisi daha da belirgin
hale gelmiştir. Adam Smith gibi politik-ekonomi filozoflarının dışında, para
karşısında konumlanmak gerektiğini ilk
hisseden düşünürün Kant olduğu iddia edilebilir. İnsanlar arasındaki toplumsal ilişkiler bütününün bir dolayım nesnesi olarak
paranın kontrolü insan eyleminin kontrol altına alınmasını ifade eder. İnsani
eylemin böyle bağımlılaştırılmasına karşı Kant, iradenin otonomisini öne sürer.
Sadece hür iradeli olduğunun bilincinde olan insanların üyesi olduğu amaçlar
krallığında eylem, fiyatı (preis) ile
değil değeri (würde) ile belirlenir.
Genel eşdeğer olarak para tüm metaları belirleyebilir ama iradenin otonomisine
dayanan eylem koşulsuzdur; başka bir şey ile ikame edilemez, o nedenle fiyatı
yoktur, ancak bir değeri vardır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Kitap Tanıtımı |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Temmuz 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 |