Rind ve rindliğin varlığının Doğu edebiyatlarında Cahiliye dönemi şiirleri ile başladığını söylemek mümkündür. Rindâne anlayışı yansıtan şiirler Emeviler, özellikle de Abbasiler döneminde doruk noktaya ulaşır, içerik açısından zenginleşir. Arap şairler bu düşünceleri daha çok hamriyyât (şarap) şiirleri içerisinde ifade etmişlerdir. Bir başka söyleyişle hamriyyât, rindâne duygu ve düşünceleri içinde barındıran şiirlerdir. Klasik Fars ve Türk şiirinde rindane tarz olarak adlandırılan şiirleri, hatta sâkînâme olarak adlandırılan eserleri daha iyi anlayabilmek için bu türün özelliklerini içinde barındıran ve Arap Edebiyatında “hamriyyât” olarak adlandırılan şiirlerin tarihi gelişimini bilmede büyük yarar vardır. Bu yazıda bu şiirlerin Câhiliye döneminden başlayarak Abbâsiler dönemi ilk yüzyılı sonlarına kadarki (m. 550/850) tarihi seyri üzerinde durulacaktır
It is possible to say that epicurean and epicureanism in Eastern Literatures have started with the poems of the pre-islamic period. The poems reflecting the sense of hedonism peaked in the Omayyads period particularly Abbasids, and flourished in terms of their contents. Arabic poets expressed these thoughts mostly in wine poetry. In other words, the poems of wine are the poems including hedonistic feelings and thoughts. In order to understand the poems named as epicureanist style, even the works named as Sakiname in the classic Persian and Turkish poetry, it is useful to know the historical development of the poems having the characteristics of this genre and of the wine poetry in Arabic Literatur. In this study, the historical developments of these poems, startinf from the pre-islamic period and until the end of the first century of Abbasids period, will be emphasized
Diğer ID | JA83HG57ZK |
---|---|
Bölüm | Makale |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Aralık 2016 |
Gönderilme Tarihi | 1 Aralık 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2016 Sayı: 5 |
Content of this journal is licensed under a Creative Commons Attribution NonCommercial 4.0 International License