Bir uygarlığın gelişip serpilmesi için sadece fen bilimlerine ihtiyaç duyulmaz, sosyal bilimlere yani sanata, edebiyata, felsefeye de ihtiyaç duyulur. Geleceğini inşa eden toplumlarda gelişmenin, uygarlaşmanın gerekliliği sosyal bilimlerden ve sanattan geçmektedir. Birbirini tamamlayan bu iki farklı disiplinler ancak kendilerine önem verili toplumlarda gelişmeye ön ayak olabilir. Sanat, edebiyat, felsefesiz bir toplum düşünülemez. Sanat doğal ve toplumsal gerçeklerin estetik bir tarzda yansımasıdır. Bu estetik boyut insana haz ve sevinç verir, yeni bakış açıları kazandırır, tek doğrulardan uzaklaştırır, önyargıları yok eder, insanı insan gibi davranmaya götürür, beyinleri aydınlatır, yürekleri duyarlı hale getirir. İnsan yalnız düşündüğü için değil, paylaştığı için insandır. Paylaşmak yürek işidir. Sanat, insanın yüreği ile düşünmesini, duymasın ve anlamasını sağlar. Bu çalışmada sanatın, edebiyatın eğitimde nasıl hayati bir öneme sahip olduğuna dikkat çekilmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makale |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 27 Temmuz 2018 |
Gönderilme Tarihi | 28 Haziran 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Sayı: 9 |
Content of this journal is licensed under a Creative Commons Attribution NonCommercial 4.0 International License