Unsurî’nin, Rudekî’nin gazellerini övgüyle andığı zamandan Kemâluddîn-i Hocendî’nin yaşadığı çağa kadar Fars gazeli Horasan bölgesinden öte Azerbaycan ve Fars gibi edebiyat ocağı bölgelerde de yaygın olarak kabul görmekteydi. Bu coğrafyada aşk gazellerinde: Enverî, Zahîr-i Faryabî, Kemâluddîn-i İsmaîl ve Sadî; tasavvuf içerikli gazelde de; Senaî, Attâr, Irakî ve Mevlanâ’nın gazelleri öne çıkmaktaydı. Bilimsel ayrıntılı araştırmalar, Sadî’nin gazellerinin aşk gazellerinin doruktaki örnekleri; Mevlanâ’nın gazellerinin de tam anlamıyla doruktaki tasavvufi gazeller olduğunu göstermektedir. Sekizinci yüzyılda artık gazelin ilerleyeceği bir manevra alanı kalmamıştı. Çaresiz olarak Evhadî-yi Merağeî, Selmân-i Sâveci, Hâcû-yi Kirmanî, Kemâl-i Hocendî ve Hâfız gibi şairler gazelin yoluna yeni bir tasarı ve yeni bir tarz koydular. Bu şairler aşk ve tasavvufi gazelleri iç içe sentezleyerek iki yönlü gazel tarzını oluşturdular. Bu dalda Hâfız’ı bir tarafta tutarsak Kemâl-i Hocendî’nin rolü diğer şairlerden daha baskındır. Bu makalede yazar özet olarak genel anlamıyla gazeli, gelişimini, Kemal-i Hocendî’nin gazelinin ayırıcı özelliklerini yapısal, dil ve estetik açısından incelemektedir.
Birincil Dil | Farsça |
---|---|
Konular | Dilbilim |
Bölüm | Makale |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 24 Temmuz 2019 |
Gönderilme Tarihi | 10 Temmuz 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Sayı: 11 |
Content of this journal is licensed under a Creative Commons Attribution NonCommercial 4.0 International License