Türklerin tarih sahnesine çıktığı andan itibaren Türk kelimesi üzerinde gerek Doğu’da gerekse Batı’da çeşitli çalışmalar yapılmış ve değişik görüşler öne sürülmüştür. Adı geçen kelime daha çok tarihi ve filoloji çalışmaların kapsama alanına girmiştir. Bunların dışında Türk kelimesi edebî metinlerde de yer almıştır. Bu kelime, Türklerin Hilafet çevrelerinde yani Abbasiler döneminde halifelerin dikkatini çekmeleri üzerine hem olumlu hem de olumsuz yönleri ile bir taraftan İslâm tarihlerinde diğer taraftan
da Arap edebiyatı içerisinde yer almıştır. Câhız ile başlayan Türkün edebî yansıması, zaman içerisinde şairlerin de dikkatini çekmiş, Türk kelimesi
ve onun anlam dünyası onların şiirlerini süsleyen önemli bir motif ve imaj olmuştur. Arap şiirinde tematik olarak daha çok kahramanlık, yiğitlik ve savaşçılık yönleri öne çıkmıştır. Zemahşeri, Türk kelimesine yeni bir anlam yükleyerek, bir ırka dayalı güzelin fizyolojisinin resmini çizer ve bu resmin görüntülerine Divanı’nda oldukça fazla yer verir. Arap edebiyatında dolayısıyla da şiirinde yer alan Türk kelimesi, yeni Fars şiirinin oluşumuyla birlikte adı geçen edebiyatta da yerini alır. Bu kelime, başlangıçta Fars şiirinde gerçek anlamında kullanılmış, semantik seyri itibariyle zamanla mecâzî bir anlama bürünmüş, daha çok mecâz yönüyle ele alınmış işlenmiş ve sevgili yerine kullanılan “güzel” tipi olarak şiirdeki yerini almıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Dilbilim |
Bölüm | Makale |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 24 Şubat 2020 |
Gönderilme Tarihi | 26 Ocak 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Sayı: 12 |
Content of this journal is licensed under a Creative Commons Attribution NonCommercial 4.0 International License