With this article Âmirî’s and Ghazzalî’s thoughts, which are about voluntary liberty, are discussed. Âmirî’s all rounded personality had been represented in the next epochs in a very high manner. However, with his philosophical approach Âmirî and with his verbal (teological) approach Ghazzâlî have parallel ideas about free will. Philosophers, who tackle the subject from the point of Allah-Cosmos, Allah – human relations, emphasize the importance and necessity of voluntary actions in men’s actions and their responsibilities. Both of them adopt the midway between the determinism and the voluntary liberty. In the face of the absolute will of God, however, their thoughts seem to be tended towards Cebriyye, they are agreed that the man is neither literally under force nor fully independent. Thereby this article’s aim is to indicate both philosophers’ starting points for the subject and their point of view to the subject
Bu makale Âmirî ve Gazzâlî’nin irade hürriyeti hakkındaki düşüncelerini konu edinmektedir. Âmirî’nin çok yönlü kişiliği, daha sonraki dönemde en yüksek seviyede Gazzâlî tarafından temsil edilmiştir. Nitekim felsefeci yaklaşımıyla Âmirî, kelamcı yaklaşımıyla Gazzâlî irade hürriyeti konusunda paralel fi kirlere sahiptirler. Konuya Allah-Âlem, Allah-insan ilişkileri açısından bakan düşünürler, insanın fi illeri ve sorumluluklarında iradi fi illerin önemini ve gerekliliğini vurgulamaktadırlar. İkisi de mutlak determinizm ve mutlak hürriyet arasındaki orta yolu benimsemektedirler. Ancak Allah’ın mutlak iradesinin karşısında, düşünceleri Cebriyye’ye kayar gözükse de, insanın ne tam olarak cebr altında, ne de tam olarak hür olduğu noktasında hemfi kirdirler. Dolayısıyla makalenin amacı, her iki düşünürün bu konudaki çıkış yollarını ve konuya bakış açılarını göstermektir
Diğer ID | JA44SJ23VV |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Aralık 2012 |
Gönderilme Tarihi | 1 Aralık 2012 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2012 Sayı: 2 |