Although Turkey consumes a higher
amount of energy than it manufactures, it targets to be a new energy centre in
its region. The key of being energy centre lies at the safe transit of the
energy resources of other countries. Turkey sets the best example in this
regard. Turkey has a more important position than ever since it is located at
key location for the transit of gas and oil in the game of pipelines passing
through other destinations.
While Iran, Iraq and Azerbaijan
supply only to Turkey, Turkey distributes oil and gas to far away countries.
The most important factor is security at this point. Pipelines in Turkey which
cost millions of dollars are subject to numerous illegal acts including
terrorist actions and oil theft. In recent years, debates over the emerging
energy deficit throughout the world have given priority to this issue.
There is need for international
cooperation with neighbouring countries and reforms in the current security
concept in our country in order to solve this security problem. A Turkey which
has active and international connections in the region will be highly useful in
terms of the security of pipelines. At this point, energy lines in Turkey and
security of these lines are brought to agenda. This research focuses on the
steps to be taken with respect to security as well as solution suggestions by
emphasizing the security of energy lines within the framework of the studies
included in the literature and relevant research.
Gelişmekte olan Türkiye ürettiği enerjiden daha
fazlasını ithal eden ülkeler arasında bulunmaktadır. Türkiye enerji ihtiyacının
büyük bir kısmını dışarıdan sağlamasına rağmen, dünya enerji nakil hatlarının
önemli bir kısmına sahiptir. Bu durum Türkiye’yi enerji savaşlarının merkezinde
önemli bir aktör kılmaktadır. Günümüzde komşu ülkelerde yaşanan kaotik ortam ve
Türkiye’nin terörle vermiş olduğu mücadele, Türkiye’yi terör örgütlerinin
hedefi haline getirmektedir. Bu durum Türkiye’den geçmekte olan enerji nakil
hatlarının güvenliği için büyük bir risk oluşturmaktadır. Özellikle terör
örgütlerinin kırsal ve şehirlerde başarısız olmaları, terör saldırıları
açısından daha kolay hedef konumunda bulunan petrol ve doğalgaz nakil hatlarını
hedef almaktadırlar.
Terör örgütleri enerji nakil hatlarına yapmış
oldukları saldırılarda, birinci olarak ses getirmek ikinci olarak da Türkiye’nin
enerji nakil hatları konusunda rekabet halinde oldukları ülkelere avantaj
sağlamak için gerçekleştirmektedirler. Böylece son yıllarda mevcut ve halen
yapımı devam eden enerji nakil hatlarına yüzlerce sabotaj ve saldırı
gerçekleştirildiği bilinmektedir.
Genel olarak enerji güvenliği konusunda iki farklı
yaklaşım bulunmaktadır. Bunlardan birincisi enerjiye, ikincisi de güvenliğe
ağırlık vermektedir. Enerji güvenliğinin enerji ağırlıklı tanımı enerji
kaynaklarının bulunabilirliği, erişilebilirliği ve kabul edilebilirliği
hususlarını kapsamaktadır. Enerji güvenliğinin güvenlik açısından tanımı ise
enerji arama, geliştirme, üretim, iletim, çevrim, dağılım, pazarlama ve tüketim
ağındaki tesislerin her türlü saldırıya karşı fiziki olarak korunması anlamını
içermektedir (Ediger, 2007).
Bu çalışmada; enerji güvenliğ kavramının özellikle
güvenlik kısmı ele alınmıştır. Türkiye’nin enerji güvenlik politikaları ve
enerji güvenliğine yönelik fiziki saldırılar, petrol ve doğal gaz nakil
hatlarının literatür incelemesi yapılmıştır. Türkiye’nin sahip olduğu enerji
nakil hatları ve bölgedeki jeopolitik konumu, analiz yapabilmek adına ortaya
konularak konu hakkında öneriler sunulmuştur.
Bölüm | Makaleler |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 6 Kasım 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2016 ICEBSS Özel Sayısı |
Dergimiz EBSCOhost, ULAKBİM/Sosyal Bilimler Veri Tabanında, SOBİAD ve Türk Eğitim İndeksi'nde yer alan uluslararası hakemli bir dergidir.