An inseparable relation between concepts of state, sovereignty, and governer-citizen has continued in different ways in various societies. This relation has been changed in a natural way in European countries whereas it has been continued, except some formal changes, as unchanged in Turkish society. These concepts, and relations and processes between these concepts continued in line with expectations to new conditions and exhibited a dynamic structure in European political life. Whereas, they took their places in Turkish political history as original and genuine static characteristic from middle-asian era to Ottoman times. For example, in Turks, the God is accepted as the sole source of sovereignty, and the idea of that, this sovereignty is transferred to the dynasty in power and shared between the dynasty members. This caused one man Ülüş System. Even though Islam played a major role in defining every aspect of the life after acceptance of Islam, it could not erased middleasian tradition totally, and continued without losing its main essence in an Islamic look. Especially, “Töre (Moral laws)” concept had an important place in Turkish society and played an important role in governer-citizen relation. During Turkish history, a relation between governer-citizen balanced with “Töre” concept, and idea of that, did not allow the Power to be despotic
Devlet, egemenlik gibi kavramlar arasındaki ayrılmaz ilişki, farklı toplumlarda değişik biçimlerde cereyan etmiştir. Batı’da farklı dönemlerde değiştiği halde; Türklerde formel değişikliklerin dışında, bu ilişkiler öz itibariyle aynı devam etmiştir. Kavramlar, bunların aralarındaki ilişkiler; Batı’da dinamik bir yapı göstermiş ve yeni koşullar yaşanan değişimde etkili olmuşken; tarih boyunca Türklerde, Batı’dan farklı olarak öz itibariyle daha statik ve özgün bir biçimde Türk siyasal kültüründeki yerini almıştır. Örneğin Türklerde, tartışmasız bir biçimde egemenliğin kaynağı Tanrı kabul edilmekte ve egemenlik iktidardaki kutsal hanedana Tanrı tarafından verildiği görüşü benimsenmiş ve egemenlik hanedan üyeleri arasında paylaştırılmıştır. Türkler açısından çok büyük bir değişim olan İslam’ın kabulü ile birlikte, tüm alanlarda İslam belirleyici olmasına rağmen; Orta Asya geleneği, ağırlıklı olarak devam etmiş ve bu dönemde de genel hatlarıyla özünü kaybetmeden İslami bir biçim kazanarak sürmüştür. Özellikle töre kavramı, Türklerde önemli bir yere sahip olup, egemenlik ilişkisinde belirleyici rol oynamıştır. Böylelikle Türk tarihi boyunca iktidar-halk arasındaki egemenlik ilişkisi töre kavramı aracılığı ile dengelenmiş ve iktidarlara hiçbir zaman despot olma imkanı doğmamıştır
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 20 Haziran 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2009 Sayı: 23 |
Dergimiz EBSCOhost, ULAKBİM/Sosyal Bilimler Veri Tabanında, SOBİAD ve Türk Eğitim İndeksi'nde yer alan uluslararası hakemli bir dergidir.