Eşitlikçi söylemlerle kalkınmayı yeniden inşa eden küreselleşme, uluslararası çapta pek çok girişime yol açmıştır. Bu girişimlerden biri olan kalkınma hakkı, Birleşmiş Milletlerin 1986 yılında yayınladığı Kalkınma Hakkı Bildirisi ile yasal bir zemine kavuşturulmuştur. Uluslararası diğer anlaşmalarla da kalkınma hakkı yinelenmiş ve böylece kavram güncellik kazanmıştır. Kalkınma hakkına dair yaklaşımlar içerik olarak çoğunlukla insan haklarına dayanmakta ve küresel ölçekte eşitliği, katılımcılığı ve toplumsal adaleti gözeten varsayımları ifade etmektedir. İçerdiği anlamlar bakımından, kavramın kendisi uluslararası alanda desteklenmekte, ancak aynı zamanda eleştiriye de maruz kalmaktadır. Kalkınma hakkına yönelik eleştirilerin ve neo-liberal küreselleşmenin sonucu olarak kalkınma hakkının özünün sorgulanır bir niteliğe büründüğü söylenilebilir. Kalkınmaya yönelik temel yaklaşımlar ile ortaya çıkan çelişkiler doğrultusunda, bu çalışmada neo-liberal küreselleşme eleştirilerine bağlı olarak kalkınma ve kalkınma hakkı düşünceleri eleştirel bir bakış açısıyla ele alınmaktadır. Çalışmayla üzerinde durulan temel düşünce, küreselleşmenin sonuçları açısından kalkınmaya yönelik düşüncelerin çelişkili olduğu ve kalkınma hakkının eşitlikçi olmaktan uzak olduğudur. Mevcut çelişkiler sonucunda neo-liberal küreselleşmenin mevcut eşitsizliği pekiştirerek yeni sorunlara yol açtığı ifade edilmektedir.
Kalkınma Kalkınma Hakkı Azgelişmişlik Küreselleşme Neo-liberalizm
Çalışmanın hazırlanmasında katkı ve desteklerinden dolayı Dr. Öğr. Üyesi İsmail Cem Karadut’a teşekkürü borç bilirim.
Globalization, which recontructs development with egalitarian expressions, leads many attempts throughout international arena. Right to Development, one of the these attempts, is set on legal basis with the Declaration of Right to Development by United Nations in 1986. It is also recurred through other international conventions and so it gained its currency. Approaches regarding right to development depend mostly on the human rights for its content and reflect assumptions which seek equality, participation and social justice on global scale. In terms of the thoughts that it contains, the concept’s itself is supported all around the World but it is criticised at the same time. It can be said that the nature of right to development has become interrogable as the result of the criticisms and neo-liberal globalization. In line with the main approaches and contradictions around them, this paper handles development and right to development concepts cirtically depending on the criticisms towards neo-liberal globalization. The emphasis underlined by this study is that the approaches to development are contradictionary in terms of globalization consequences and the right to development is away from being egalitarian. As the result of this conflict, it is argued that neo-liberal globalization induces new problems reinforcing existing inequality.
Development Right to Development Neo-liberalism Underdevelopment Globalization
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | ARAŞTIRMA MAKALELERİ |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 28 Ocak 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Sayı: 67 |
Dergimiz EBSCOhost, ULAKBİM/Sosyal Bilimler Veri Tabanında, SOBİAD ve Türk Eğitim İndeksi'nde yer alan uluslararası hakemli bir dergidir.