In this article, we examine the relationships between sociology, modern society and individualism from a critical realist and relational social theoretical perspective. We discuss the following two arguments: 1) Sociology, by definition, means the rejection of the “fully autonomous and rational individual” fiction of the classical liberal tradition, and “methodological individualism”, which is the reflection of this fiction in social sciences, is an inappropriate method for sociology. 2) However, the fact that sociology is by definition opposed to methodological individualism does not mean that sociology is categorically opposed to all values of individualism. After defending these arguments in the first two parts of the article, in the last part, we try to compare our theoretical and methodological discussion of the relationship between sociology and types of individualism with historical and institutional analyses of modernity. Based on Wagner’s and Berman’s analyses of historical modernity, we argue that a more advanced individualism than liberal individualism, “individualism of authenticity and self-realization” is possible, and it is compatible with the theoretical background of sociology as well as with the structural aspects of modern society. Thus, the attitude of a critical social theory towards complex the idea of “individualism” becomes clearer: Sociology, which requires the rejection of methodological individualism by definition, is not against the development of individualism of authenticity based on the idea of self-realization, but is one of the most important modern institutions that supports it.
Individualism Sociology Methodological individualism Classical liberalism Critical realism Modern society Individualism of authenticity
Bu makalede, eleştirel realist ve ilişkisel bir sosyal teorik perspektiften hareket ederek sosyoloji, modern toplum ve bireycilik arasındaki ilişkileri irdeliyor ve birbiriyle ilişkili şu iki argümanı savunuyoruz: 1) Sosyoloji, tanımı gereği, klasik liberal geleneğin “kendi eylemlerine bütünüyle hâkim ve tercihlerinin tam bilincindeki özerk ve rasyonel birey” kurgusunun reddi anlamına gelmektedir ve bu kurgunun sosyal bilimlerdeki yansıması olan “metodolojik bireycilik”, sosyoloji için uygun olmayan bir yöntemdir. 2) Bununla birlikte, sosyolojinin metodolojik bireyciliğe tanımı gereği karşı olması, sosyolojinin bireyciliğin tüm türlerine ve asli değerlerine kategorik olarak karşı olduğu ya da olması gerektiği anlamına gelmemektedir. Makalenin ilk iki bölümünde bu argümanları savunduktan sonra, son bölümde, sosyoloji ile bireycilik türleri arasındaki ilişkiye dair teorik ve metodolojik tartışmamızı modernitenin tarihsel ve kurumsal çözümlemeleri ile karşılaştırmayı deniyoruz. Wagner’ın ve Berman’ın tarihsel modernlik çözümlemelerinden hareketle, sosyolojinin teorik birikimiyle olduğu kadar modern toplumun yapısal veçheleriyle de uyumlu olan, liberal bireycilikten daha gelişkin bir bireyciliğin, “özgünlük ve kendini gerçekleştirme bireyciliğinin” mümkün olduğunu ileri sürüyoruz. Böylece eleştirel bir sosyal teorinin –karmaşık ve bulanık olabilen– “bireycilik” fikri karşısındaki tutumu bir nebze de olsa netlik kazanmış olmaktadır: Tanımı gereği metodolojik bireyciliğin reddini gerektiren sosyoloji, kendini gerçekleştirme fikrine dayalı özgünlük bireyciliğine karşı olmadığı gibi, onu destekleyen ve gelişimine katkıda bulunan en önemli modern kurumlardan biri konumundadır.
Bireycilik Sosyoloji Metodolojik bireycilik Klasik liberalizm Eleştirel realizm Modern toplum Özgünlük bireyciliği
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 20 Aralık 2022 |
Gönderilme Tarihi | 1 Temmuz 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 |
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi - dtcfdergisi@ankara.edu.tr
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.