Bu çalışma, Güney Koreli yazar Bora Chung’ın Lanetli Tavşan (2021) adlı kısa öykü derlemesinden “Kafa” öyküsünü Julia Kristeva’nın “zelil/iğrenç” kavramını esas alarak incelemeyi amaçlamaktadır. İsimsiz bir kadın başkahramanın vücut atıklarından oluşan ve konuşabilen tüyler ürpertici bir kafa imgesiyle okuyuculara musallat olan “Kafa” öyküsü, onlara “zelil” kavramı ve sembolik düzenin zelili bastırma ve dışarda tutma yeterliği ya da Chung’ın öyküsünde temsil edildiği şekliyle yetersizliği üzerine kafa yormaları için zorlamaktadır. Chung’ın öyküsü, zelil konumundaki “kafa” nın kadın başkahramanın hayatının ayrılmaz bir parçası oldukça kadının kendilik ve bütünlük algısının giderek parçalanmasını çarpıcı bir şekilde yansıtmaktadır. Kadının kafadan kurtulmak ve sembolik düzeni sürdürmek için gösterdiği tüm çabalara rağmen kafanın kadının kimliği üzerindeki tehditkâr gücü en sonunda kadının yerine geçecek noktaya gelerek zelilin kaçınılmaz varlığına işaret etmektedir. Bu çalışma, Julia Kristeva’nın “zelil” kavramı üzerinden Chung’ın “Kafa” öyküsünde temsil edildiği şekliyle zelilin insan benliğine olan içkinliğine ve sembolik yasa ve kuralların zelili dışlama ve arındırmadaki başarısızlığına odaklanacaktır. Böylelikle, öykünün Kristeva’nın psikanalitik kuramıyla analizinin, öyküde “zelilin zaferi” olarak adlandırılabilecek durumla sembolize edilen semiyotik alanın kendi/öteki, içeri/dışarı, temizlik/kirlilik sınırlarını aşarak en sonunda simgesel düzene galip gelmesiyle bu sınırların dayanıksızlığını ve kırılganlığını fark etmemizi sağladığı sonucuna varılacaktır
This study aims to explore South Korean writer Bora Chung’s “The Head” from the writer’s short story collection Cursed Bunny (2021) through the lens of Julia Kristeva’s notion of “the abject”. Haunting readers with its creepy image of a talking head made up of the nameless female protagonist’s bodily waste, “The Head” forces them to ponder on the notion of the abject and the competency of the symbolic order to repress or exclude it, or the lack thereof as represented in Chung’s story. Chung’s story strikingly reflects the gradual process of the disintegration of the female protagonist’s sense of self and unity when “the head” as “the abject” becomes an inseparable part of her life. Despite the woman’s efforts to get rid of the head and thus maintain the symbolic order, the head’s growing influence on the woman’s life as a threatening force on her identity to the point of replacing her in the end hints at the inescapable presence of the abject. By applying Julia Kristeva’s notion of “the abject”, this study will focus on the abject as an integral component of the human psyche and the failure of the symbolic laws and rules to ward off and purify the abject as represented in Chung’s “The Head”. Through a Kristevan analysis of the story, it will be concluded that the semiotic realm as symbolized by what could be called “the triumph of the abject” in the story eventually prevails over the symbolic order by transgressing the boundaries between self/other, inside/outside and cleanliness/defilement and thus making us realize the tenuousness and vulnerability of these borders.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Edebi Teori |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 20 Aralık 2023 |
Yayımlanma Tarihi | 25 Aralık 2023 |
Gönderilme Tarihi | 26 Temmuz 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 |
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi - dtcfdergisi@ankara.edu.tr
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.