Günümüzde robotlar hizmet sektöründen, askeri ve güvenlik alanlarına, araştırma ve
eğitimden sağlık sektörü ve eğlenceye, kişisel bakım hizmetlerinden arkadaşlık ve
cinsellik konularına kadar yaşamın hemen her alanında artan ve çeşitlenen bir biçimde
yer almaktadır. Robot endüstrisinin sağladığı bu yaygınlık ve çeşitlilik kaçınılmaz bir
şekilde insan-robot etkileşimini ve bu etkileşimin yol açtığı etik sorunları ve açmazları
gündeme getirmektedir. Çağdaş İngiliz yazar Ian McEwan'ın Benim Gibi Makineler (2019)
romanı da alternatif bir 80'ler Londra'sında yapay zekâ araştırmalarının ve robotik
ürünlerin çığır açtığı bir dönemde geçmektedir. Bilinç, özgür irade ve amaçlılık gibi
özelliklere sahip olan ilk insansı Âdem ve Havva'ların insanlarla etkileşiminde ortaya
çıkan etik sorunlar romanın merkezinde yer almaktadır. Bu çalışma, adı geçen insansı
robotu James H. Moor'un “ahlaki faillik” (2011) taksonomisi açısından ele almakta,
ardından üç felsefi yaklaşım kullanarak (teleolojik etik teori olarak utilitaryanizm,
deontolojik teori olarak Kant'ın kategorik zorunluluk kavramı ve ilk bakışta görev
yaklaşımı) insan-robot etkileşiminin doğurduğu etik sorunları incelemektedir. Bunun yanı
sıra, etik sorunlar bağlamında Asimov'un robot kanunları ve Immanuel Kant'ın (1724-
1804) “kopernik dünyanın dönüşü”nün insan-robot ilişkisindeki yeri ele alınmaktadır.
Ayrıca, romandaki insan-robot etkileşimi insan merkezli bir özneyi önceleyen bakış
açısına meydan okumakta ve insan lehine olan güç dengesini de tartışmaya açmaktadır.
Robotlar Yapay zekâ Etik sorunlar Ian McEwan Benim Gibi Makineler
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Dil Çalışmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 24 Haziran 2021 |
Gönderilme Tarihi | 1 Mart 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 61 Sayı: 1 |
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi - dtcfdergisi@ankara.edu.tr
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.