Diğer tüm canlılar gibi insanın da hayatını sürdürebilmesi ve neslini devam ettirebilmesi için uygun bir çevreye ve çevreyle uyumlu, olumlu, etkileşimli genetik yapıya sahip olması gereklidir. Yeryüzünde ilk canlıların görülmesinden itibaren, bu doğa kuralı aynen geçerli olmuştur. İnsan ve ataları da yeryüzünde ortaya çıktığı andan başlayarak çevre koşullarına uyabilen genetik yapıya sahip olmak için mücadele etmek zorunda kalmışlardır. İnsanın çok önemli bir özelliği de biyolojik evriminin yanında kültürel evriminin de olmasıdır, insanın kronolojik varolma sürecinde biyolojik ve kültürel evrimlerinin karşılıklı etki ve etkileşimlerinin sonucu günümüzün modern insanını simgeleyen sapiens türü ortaya çıkmıştır. İnsanın ortaya çıkışı ile ilgili bugüne kadar birçok hipotez ileri sürülmüştür. Bu hipotezler “Duraksayan Denge Durumu Hipotezi"dir. Bu hipoteze göre, gerçeklikli değişimler, olağanüstü çevresel koşulların meydana geldiği dönemler birdenbire sıçramak ve seyrek olarak ortaya çıkmaktadır. Bu olaylar sonucu, mevcut insan türü veya türleri yok olurken, yeni insan türü ve/veya türleri meydana gelmektedir. Bu görüşe göre insanın insanlaşma sürecinde en az dört "Duraksayan Denge Durumu" gerçekleştiği ileri sürülmektedir. Fakat bu olağanüstü dönemlerde değişimi tetikleyen çevresel etmenler ile genetik yapı ve etkileşimleri arasındaki kompleks mekanizmalar tam olarak aydınlatılamamıştır. Buna rağmen mevcut prehistorik, paleoantropolojik, jeolojik, paleoekolojik ve genetik bilimlerine ait kanıtlar ve bunların yorumlanması, bu hipotezin daha bilimsel ve daha mantıklı temellere dayandığı izlenimini vermektedir.
Like all living beings, human beings must have an appropriate environment and a genetic structure, which is compatible and positively interacting with such environment in order to continue their lives and their offspring. This natural law has become valid, from the first time when the first living beings had been appeared on earth. Human beings and his ancestors had to strive for having a genetic structure, which is capable of adapting to the environmental conditions from the very point they emer ged on the earth. One of the most important characteristics of the human beings is, having cultural evolution besides biological evolution. Symbol of today's modern people, the species of Homo sapiens sapiens is a result ofmutual influence and interaction of both biological and cultural evolutionary processes of human beings. Regarding to the emergence of human being and the evolutionary process he followed, several hypotheses have been pointed out so far. One of the hypotheses is "Hypothesis of Intermittent Equilibrium SMte". Existing prehistoric, Paleoanthropologic, geologic, paleoecologic and evidence and int'erpretation thereof gives the impression that this hypothesis is based on more scientific and logical grounds.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ocak 2004 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2004 Cilt: 44 Sayı: 1 |
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi - dtcfdergisi@ankara.edu.tr
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.