Ölüm karşısında hissedilen çaresizlik insanlık tarihi kadar eski bir olgudur ve bütün insanlığın bu ortak kaygısını en etkili biçimde dile getiren üç temel yapıt ilgi çekmektedir: Mezopotamya uygarlığına ait "Gılgamış Destanı", Türklerin islamlaşmaya başladığı dönemi ele alan "Dede Korkut Hikâyeleri" ve Rönesans Fransa’sının temel yapıtaşlarından olan ve insanlığa dair her türlü unsuru içeren "Denemeler", insanı özgürlüğünden koparan ölüm korkusunu ve ölümü kabullenme sürecini ele almaktadır. Özgürlüğün ön koşulu başkaldırmak değil doğum kadar ölümü de doğal karşılamaktır; ölümü yadsımak, insanın varoluşunu yadsımaktır.
Gılgamış Dede Korkut Masalları Deli Dumrul Oğuzlar Denemeler Montaigne Ölümsüzlük Arayışı Varoluş Sonsuz Yaşam
L’angoisse devant la mort est un sentiment partagé par tous les hommes depuis les origines de l’humanité et par conséquent elle est repérable dans les œuvres majeures de l’humanité. « L’Épopée de Gilgamesh », fruit de la civilisation mésopotamienne, « Le Livre de Dede Korkut », récits épiques turcs datant du début de l’islamisation et les « Essais » de Montaigne, le grand classique de la Renaissance ont en commun l’effort de remédier à cette angoisse qui rend l’homme esclave de la fatalité. La seule voie qui mènerait à la liberté, serait la résignation puisque refuser la mort, c’est refuser l’existence.
Gilgamesh Dede Korkut Domrul le Fou Oghuz Les Essais Montaigne Quête d’immortalité Existence Vie éternelle.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ocak 2013 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2013 Cilt: 53 Sayı: 2 |
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi - dtcfdergisi@ankara.edu.tr
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.