Podyuma çıkan profesyonel vücut geliştirmecilerin görünürde mankenlerle pek çok benzer deneyimi paylaştığı söylenebilse de her iki grubun gerek podyumda gerek gündelik hayatlarında bedenleriyle ilişki kurma biçimleri birbirinden farklıdır ve bu farklılık cinsiyet çalışmaları çerçevesinde düşünüldüğünde performe edilen çoklu erkeklik ve kadınlıkları ortaya koyması açısından anlamlıdır. Bu bağlamda podyuma çıkan bir mankenden sadece üzerinde ‘taşıdığı’ elbiseyi sergilemesi ve bu esnada vücudunun görünmez olması iken; vücut geliştirmeciden izleyicilere ve kendisini değerlendirecek olan jüriye olabildiğince her bir kasını sergilemesi beklenir. Her iki grubun ortak bir başka deneyimi ise yeme pratiklerindeki sınırlamalardır. Toplumsal cinsiyet çalışmalarında mankenlik mesleğinin gündelik yaşam pratikleriyle nasıl bir etkileşim içerisinde olduğu sıklıkla ele alınsa da; vücut geliştirmecilerin görece marjinal beslenme pratikleri pek ilgi görmemiştir. Oysa vücut geliştirmeciler, her gün tekrarlanan egzersizlerin ve neredeyse kaçınılmaz olarak kullandıkları ilaçların yanı sıra vücutlarını hayal ettikleri biçime getirebilmek için sıradan olmayan bir takım beslenme pratiklerini de benimsemektedirler. Bu beslenme pratikleri vücut geliştirme yarışmalarına katılanlar açısından alışıldık olmayan bir takım pratiklerin de uygulanmasını zorunlu hale getirmektedir. Bu yazı Ankara’da yer alan ve vücut geliştirme yarışmalarına yarışmacı yetiştiren bir spor salonunda yapılan etnografik bir çalışmaya dayanmaktadır. Yazı boyunca vücut geliştirmecilerin bu sporun etrafında çevrelenen gündelik yaşantıları, bedensel deneyimleri ön planda tutularak özellikle de vücut geliştirmecilerin yemek pratiklerine ağırlık verilerek fenomenolojik bir bakış açısıyla ele alınacaktır.
Toplumsal Cinsiyet Beden Antropolojisi Maskülenite Vücut Geliştirme Beslenme Pratikleri
Fashion models and professional bodybuilders seem to share the experience of walking on a runway incommon. But the nature of the relation to their bodies exposed on the catwalk are somewhat different. One of the apparent difference regarding their bodily experiences is the fact that, a fashion model is expected to expose the dress instead of her body while a bodybuilder have to display his figure making explicit each muscle. Nevertheless it is not false to claim that have something else in common in their daily lives which they have to put up with. They both have to perform strict diets. Although much more is known about the diets of the models, diets of the bodybuilders and the way those diets interact with the daily experiences of bodybuilders are rarely discussed. In this article, an ethnographical account of the diets those are practiced by the body builders will be discussed so as to explain the bodily strains of the bodybuilders. This article is based on a study that took place in a local gym in Turkey. It is the aim of the article to discuss the strict food regime of the bodybuilders from a phenomenological perspective to give a better understanding about their daily acitivities organising around this sport. Body builders are usually associated as the bodily expression of a hard core masculinity and have a bad reputiton because of the drugs. In fact the strict diets they have to undergo before the competitions have far more importance in their daily routines since the diets themselves continue for much longer periods in their lives, usually a life time. In order to look more masculine, these bodybuilders show a great effort to abstain from the worldly pleasures of food.
Gender Anthropology of Body Masculinty Body Building Foodways
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ocak 2014 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2014 Cilt: 54 Sayı: 1 |
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi - dtcfdergisi@ankara.edu.tr
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.