Asya'dan Avrupa'ya intikal eden Macarların, tarih boyunca pek çok coğrafyada bulunduğu ve buralarda çeşitli kavimlerle etkileşim içerisinde oldukları bilinmektedir. Macarlar bir dönem Ural birliği içerisinde yaşamış, daha sonra Ugor birliğinden ayrılarak bağımsız bir hayat sürmeye başlamışlardır. Müstakil bir hayat sürmelerinin ardından Macarlar çeşitli kavimlerle etkileşim içerisinde bulunmuşlardır. Bu kavimler arasında Hunların da bulunup bulunmadığı bilimsel çalışmaların tartışma konusu olmuştur; zira Hunlar, Macar halkının bilincinde büyük ölçüde önemli bir yer tutmaktadır. Bu çalışmanın amacı, Hun-Macar akrabalığı düşüncesinin bilimsel yönlerini ortaya koymaktan çok, bu düşüncenin Macar efsane ve kroniklerine nasıl yansıdığını göstermektir. Bu çerçevede Orta Çağ Macar kronikleri hakkında bilgi verilecek, kroniklerde işlenen Hun-Macar akrabalığına dair görüşler yansıtılmaya, ayrıca Macar ortak bilincinde yaşayan Hun-Macar efsaneleri de sözü edilen bu kronikler doğrultusunda aktarılmaya çalışılacaktır. Ancak gerek kültürel gerekse tarihsel açıdan Macarlar açısından büyük önem arz eden kroniklerin sayısının fazlalığı göz önüne alındığında, çalışmamızda bir kısıtlamaya gidilerek Macar kültür tarihinin temel kroniklerinden olan ve aynı zamanda bundan sonraki diğer kroniklere de temel oluşturan Anonymus'un ve Simon Kézai'nin kronikleri esas alınacaktır. Hun-Macar akrabalığı ve bununla ilgili efsaneler bu kroniktekilerle sınırlandırılacaktır.
It is known that the Hungarians, who were transferred from Asia to Europe, have been in many geographical regions throughout history and interacted with various tribes there. The Hungarians lived in a Ural unit for a while, then they left the Ugor community and started to live independently. Following an independent life, Hungarians interacted with various tribes. Huns are also thought to be among the tribes with which the Hungarians interacted, and we see that this relationship has an important place in the Hungarian consciousness as much as it is reected in scientic studies. The aim of this work is not to explain the idea of the Hun-Hungarian relationship scientically but try to show how this thought is reected in Hungarian legends and chronicles. In line with this, this work will give information about Medieval Hungarian Chronicles, examine the opinions about the Hun-Hungarian relationships in the chronicles, and in the light of these chronicles convey the Hun-Hungarian legends living in the collective consciousness of Hungarians. i. However, when the abundant number of chronicles which are of great importance for Hungarians is taken into consideration, we have narrowed down the scope by looking into the chronicles by Anonymus and Simon Kézai, chronicles which are the fundamental chronicles of Hungarian cultural history and which also have formed the basis for other chronicles to follow. The Hun-Hungarian relationship and its legends will be limited to how they are represented in these chronicles.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ocak 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 57 Sayı: 2 |
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi - dtcfdergisi@ankara.edu.tr
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.