Doris Lessing'in 1963 tarihinde yayımlanan kısa öyküsü “Çatıdaki Kadın” sıcak bir yaz gününde, bir apartmanın çatısını tamir eden, farklı yaş gruplarından üç adamı merkez alır. Ancak yakınlardaki bir başka çatıda “çırılçıplak” bir vaziyette güneşlenen bir kadın bütün dikkatlerini dağıtır. Her gün güneşlenmek için çatıya çıkan bu kadını izlemeye başlayan adamlar bir süre sonar nedense kadının varlığından rahatsızlık duyarlar. Öyle ki, bu memnuniyetsizliklerini sürekli ıslık çalarak hatta kadına bağırarak göstermeye başlarlar. Fakat kadının umursamaz ve sakin tavrı erkeklerin kadının daha çok dikkatini çekmeye çalışan çabaları ve gittikçe artan öfkeleriyle sonuçlanır. Maruz kaldığı sözlü taciz ve rahatsız edici bakışlara rağmen kadın, soğukkanlılığını korumayı başarır ve sonunda bu adamlara karşı adeta üstünlük sağlar. Lessing kadın karaktere söyleyecek çok az sözcük vermesine rağmen kadının pasif agresif tutumu ile yarattığı etkinin büyüklüğü, erkek karakterlerin beklenti ve arzularına gereken cevabı verir niteliktedir. Bu çalışmada da erkek bakışı, nesneleştirme, beden ve güç dengesi gibi konular ışığında kadının bu erkeklere karşı kazandığı zafer merkeze alınarak özgür, dilediğini yapan bir kadının erkekler için adeta bir tehdit unsuru olarak algılanışı, sahip oldukları kontrol ve güce meydan okunduğunda erkeklerin nasıl şiddete varacak bir eğilim gösterdikleri irdelenecektir.
Doris Lessing's 1963 short story “A Woman on a Roof” centers on three men from different ages repairing the roof of an apartment on a hot summer day. The only distraction for the men is a lady who is sunbathing on a nearby roof “stark naked”. The woman comes out every day to lay out in the sun, so the men begin to watch for her. The men feel that she is a distraction and are obviously bothered by her presence. They are not happy that she is out there on display and illustrate feelings of discontent by constantly whistling and yelling at her. The men try so desperately to get her attention; and, as the more the woman chooses to ignore them the more upset and angry they become. Although the woman is subjected to verbal abuse and constant gaze, she manages to retain her composure and even obtain the upper hand in the end. In order to give voice to all women suffering the same malaise, Lessing employs such a character who is bestowed with few words but great impact as she somehow displays a passive aggressiveness towards the men and triumphs over men's expectations and desires with little response. Conducting an analysis under the guidance of issues like the male gaze, objectification, body and power, it is possible to focus on how the woman becomes victorious against the three men in the end and in what ways the story illuminates how easily men can be threatened by female independence and how they can respond violently when their sense of control and mastery is challenged.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ocak 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 58 Sayı: 1 |
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi - dtcfdergisi@ankara.edu.tr
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.