İsrail’in 1948 yılında Filistin topraklarını işgal etmesi sonrası
Filistin edebiyatında “işgal” ve “direniş” konulu yüzlerce roman yazılmıştır.
İşgalin Filistin halkına maddi ve manevi maliyetlerini konu alan bu romanların
önemli bir kısmı İsrail cezaevlerinde tutuklu bulunan Filistinli direnişçilerin
maruz kaldığı insanlık dışı vahşi uygulamaları dile getirmektedir. Modern Arap
romanının geçen yüzyılda popüler konularından olan “cezaevi edebiyatı”
kapsamında değerlendirilen bu romanların genel olarak “işkence”yi ana tema
olarak merkeze aldığı görülmektedir. İsrail Yüksek Mahkemesi 1999 yılında almış
olduğu bir kararla o tarihe kadar soruşturmalar sırasında İsrail güvenlik
birimlerine zanlıya fiziksel şiddet uygulamasına izin veren bir yasayı iptal
etmiştir. Bu tarihten itibaren iptalin ilgili merciler tarafından kapalı
kapılar ardında ne ölçüde ve nasıl uygulandığı bir Filistinli romancının
yazınsal malzemesi olmuştur. Filistinli usta roman yazarı Velid el-Hûdeli’nin
2003 yılında yayımladığı “Setâiru’l-atemeh” adlı romanı, İsrail istihbaratı ve
askeri yargı mensuplarının Filistinlileri sorgulaması esnasında Yüksek
Mahkemenin 1999 tarihli kararını bir şekilde dolanarak yine işkenceye devam
ettiklerini ifade etmektedir. Son yıllarda Arap romanında ilgi gören çoklu
bakış açısı anlatımı ile olayların aktarıldığı bu romanda fiziksel şiddetin
yerine uygulanan psikolojik şiddet farklı açılardan tasvir edilmiştir. İsrailli
istihbarat birimlerinin sanığı “itiraf”a zorlamak için günlerce uykusuz
bırakarak akli muhakemesini etki altına almaya çalışmak gibi akla hayale gelmeyecek
hileli yollar denemesi bunun örneklerinde sadece birisidir. Eser modern roman
anlatım teknikleri ve içerik bakımından araştırılmıştır. Roman bir taraftan İsrail’in gizlilik
içerisinde yine işkenceye devam ettiğini deşifre etmeye çalışırken diğer
taraftan da Filistinli direnişçileri davalarında motive etme niyetindedir.
Sıklıkla sahabe dönemi kahramanlıklarına atıfta bulunulan eserin çatışma
unsurunu “İslam” ekseninde tutmaya çalıştığı, aşılamak ve canlı tutmak istediği
“dava” bilincini ayet ve hadislerle desteklediği görülmüştür.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2019 |
Gönderilme Tarihi | 8 Aralık 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 3 Sayı: 1 |
Düzce İlahiyat Dergisi, Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.