Bu çalışmanın amacı evde sağlık hizmeti alan hastaların profillerini belirleyerek evde sağlık hizmetleri sunumunda sağlık politikaları açısından alınabilecek önlem ve önerileri içermektedir. Çalışma retrospektif ve kesitsel özelliktedir. Yaş, cinsiyet, tıbi teşhis ve hizmet süresi değişkenlerine ait veri analizlerinde frekans, yüzde ve ortalama gibi tanımlayıcı istatistiklerden faydalanılmıştır. Demografik verilere göre, hizmeti sonlandırılan hastaların ortalama tanı sayısı 2, aldıkları hizmetin ortalama süresi 581 gündür. Hizmeti alan hastaların %53,7’si kadın iken hastaların %66,2’si 65 yaş üstü ve yaş ortalamaları 63’tür. ICD-11 tanı türleri itibari ile hastaların %23,83’ü Akıl ve Davranış Bozuklukları tanısı almışken, %26,29’u Dolaşım Sistemi Hastalıkları tanısı, %11,61’i Kas-İskelet ve Bağ Dokusu Hastalıkları tanısı almıştır. Evde sağlık hizmetleri kapsamında hizmet alan bireylerin genç nüfustan yaşlı nüfusa doğru artış göstermiş olması, verilen hizmetin önemini ve hizmet kapsamının genişlemesi gerektiğini ortaya koymaktadır. Hastaların almış oldukları tanı gruplarına göre hizmet sunulurken hizmet ekibinde ayrıca kardiyoloji, ortopedi, psikiyatri uzmanlarının katılması hizmetin daha çok hastaya ulaştırılabilmesi açısından büyük öneme sahiptir. Kadın hastaların aldıkları tanı sayısının fazla olması kadınların evde sağlık hizmetleri almadan önceki sağlık hizmetlerine ulaşımları noktasında olası problemlerin ele alınmasını zorunlu kılmaktadır. Elde edilen bulgular ışığında ülke sağlık politikaları açısından büyük öneme sahip olan evde sağlık hizmetlerinin etkili ve ulaşılabilir olması için hizmetlerin daha etkin şekillerde uygulanması gerekmektedir. Bunun içinde örneğin hizmet sunan ekip içerisinde ilk ziyarette olmasa da ikinci ev ziyaretinde farklı uzmanlıkların (fizik tedavi, kardiyoloji uzmanı vb.) bulundurulması sayesinde hastalara ev ortamında hizmet sunularak hastane ortamları meşgul edilmemiş olacaktır.
This study includes the precautions and suggestions that can be taken in terms of health policies in the provision of home health services in Turkey, in line with the evaluation made with the data of 10,553 patients who received home health services in the last 10 years in Diyarbakır but whose services were terminated for various reasons. The study is retrospective and cross-sectional. Descriptive statistical analyzes were used in the analysis of demographic information such as age groups, gender, medical diagnosis status, and the time of service provided. According to demographic data, the average number of diagnoses of the patients whose service was terminated was 2, and the average duration of the service they received was 581 days. While 53.7% of the patients receiving the service are women, 66.2% of the patients are over 65 years old and their average age is 63. As of the ICD-11 diagnosis types, 23.83% of the patients were diagnosed with Mental and Behavioral Disorders, 26.29% were diagnosed with Circulatory System Diseases, and 11.61% were diagnosed with Musculoskeletal and Connective Tissue Diseases. The fact that the individuals receiving services within the scope of home health services have increased from the young population to the elderly population reveals the importance of the service provided and the scope of the service should be expanded. While providing services according to the diagnosis groups of the patients, the participation of cardiology, orthopedics, and psychiatry specialists in the service team is of great importance in terms of delivering the service to more patients. The high number of diagnoses received by female patients necessitates addressing possible problems in women's access to health services before receiving home health services. In the light of the findings obtained, it is necessary to implement the services more effectively for the home health services, which are of great importance in terms of country health policies, to be effective and accessible, for example, different specialties (physical therapist, cardiologist, etc.) will be able to provide the services that should be provided in-home health more effectively, therefore, the hospital environment will not be occupied by providing services to the patients in the home environment.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Ekonomi |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 28 Mayıs 2022 |
Gönderilme Tarihi | 7 Mart 2022 |
Kabul Tarihi | 5 Mayıs 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 |
Bu dergide yayınlanan tüm çalışmalar, Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International (CC BY-NC 4.0) License kapsamında lisanslanmıştır.