The phenomenon of migration is the reality of carrying people's hopes and expectations to other countries with them, and living in countries where they go temporarily or permanently according to developing and changing situations. The regional and social events that emerged from the demands of the Arab peoples for democracy, freedom and human rights in 2010 and grew gradually and became known as the Arab Spring, spread to Syria in 2011 after Egypt, Tunisia and Libya. As a result of the civil war that has been going on for more than 10 years in Syria, the largest mass migration has taken place since the Second World War. In addition to being a border neighbor, Turkey, which follows an "open door policy" for humanitarian reasons and therefore embraces those who come, has been greatly affected by this migration phenomenon.
Migration has created a ground for some problems between the local people and asylum seekers due to the potential for social and cultural incompatibility it has in its nature. The area/universe of the research is Diyarbakır, which is one of the provinces where Syrians coming to Turkey show great interest. The research includes taking the opinions of university youth, who is a dynamic element of the local people, on the return of Syrians and their effects on social and economic life, and presenting suggestions for detecting and eliminating the problems experienced. In the analysis of the data obtained from the research, it was concluded that the university youth, the majority of the Syrians who came, would not return even if the unfavorable conditions in their countries improved, and they would not make a positive contribution to the economic and social life of Turkey.
Göç olgusu, insanların umutlarını, beklentilerini kendileriyle birlikte başka ülkelere taşımanın, gelişen ve değişen durumlara göre geçici veya kalıcı olarak gidilen ülkelerde yaşamanın gerçekliğidir. 2010 yılında Arap halklarının demokrasi, özgürlük ve insan hakları taleplerinden ortaya çıkan, giderek büyüyüp Arap Baharı olarak adlandırılan bölgesel, toplumsal olaylar, Mısır, Tunus ve Libya’dan sonra 2011 yılında Suriye’ye sıçramıştır. Suriye’de 10 yıldan uzun süredir devam eden iç savaşın sonucu olarak İkinci Dünya Savaşından bu yana en büyük kitlesel göç hareketi gerçekleşmiştir. Sınır komşusu olmasının yanı sıra insani nedenlerden dolayı “açık kapı politikası” izleyen ve bu nedenle gelenlere kucak açan Türkiye bu göç olgusundan oldukça etkilenmiştir.
Göç, doğasında barındırdığı sosyal ve kültürel uyumsuzluk potansiyeli nedeniyle yerel halkla sığınmacılar arasında birtakım sorunların yaşanmasına zemin oluşturmuştur. Araştırmanın alanı/evreni, Türkiye’ye gelen Suriyelilerin yoğun ilgi gösterdikleri illerden biri olan Diyarbakır’dır. Araştırma, yerel halkın dinamik bir unsuru olan üniversite gençliğinin, gelen Suriyelilerin geri dönüşlerine, sosyal ve ekonomik hayata etkilerinin ne olduğuna dair görüşlerinin alınarak, yaşanan sorunların tespitine ve giderilmesine yönelik önerilerin sunulmasını kapsamaktadır. Araştırmadan elde edilen verilerin analizinde, üniversite gençliğinin, gelen Suriyelilerin büyük çoğunluğunun ülkelerindeki olumsuz koşullar düzelse bile geri dönmeyeceklerine, Türkiye’nin ekonomik ve sosyal hayatına olumlu bir katkı sunmayacaklarına ilişkin kayda değer sonuçlara ulaşılmıştır.
Göç Suriyeli Sığınmacılar Ekonomi Çalışma Hayatı Üniversite Gençliği Migration Syrians Economy Working Life University Youth
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Ekonomi |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 28 Kasım 2022 |
Gönderilme Tarihi | 13 Haziran 2022 |
Kabul Tarihi | 25 Ağustos 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 |
Bu dergide yayınlanan tüm çalışmalar, Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International (CC BY-NC 4.0) License kapsamında lisanslanmıştır.