When the concept of migration begins to be evaluated on a particular geography or country, the first thing that draws attention is whether the region or country is a country or region that receives or sends immigrants. Whether the region or country is a target or source country constitutes the primary step of migration studies. In some cases, a country or region can be both a recipient and a sender of immigrants. This is due to the fact that the country is within the transit migration route, is located between developed and underdeveloped countries, or can easily enter and exit the country. Throughout its history, Turkey has been a country that both receives and sends immigrants. Although there are periodic periods when one dominates the other, the situation of immigration and immigration has generally remained balanced for Turkey. The 1960s were the years when this balance was seen to be disrupted in favor of one side for the first time. Looking from the 1960s to the present day, it can be seen that between 1960 and 1980, the tendency to emigrate was dominant, and in the 1980s, Turkey was a target country and received immigration intensively. It is noteworthy that in the period from the 1980s to the present, Turkey's status as a target country was more dominant than its status as a source country. In this study, Turkey's status as a country that receives and sends immigration from 1923 to the present will be examined in terms of the changes experienced. However, answers to the following questions will be sought; From a historical perspective, in which periods has Turkey's immigration and emigration situation been dominant? What needs to be done to prevent the problems caused by the migrations Turkey receives from creating new problems in the future?
-
Göç kavramı, belirli bir coğrafya ya da ülke üzerine değerlendirilmeye başlandığında ilk dikkat çeken husus, bölge veya ülkenin göç alan (mı) yahut göç veren (mi) olma durumudur. Ülkenin; hedef ya da kaynak ülke olması, göç çalışmalarının birincil adımını oluşturmaktadır. Bazı durumlarda ise ülke/bölge, hem göç alan hem de göç veren nitelik gösterebilmektedir. Ülkenin; transit göç rotası dâhilinde olması, gelişmiş veya az gelişmiş ülkelerin arasında bulunması ve ülkeye giriş-çıkışların kolaylıkla yapılabilmesi bu durumu beraberinde getirmektedir. Türkiye tarihi boyunca, hem göç alan hem de göç veren bir ülke olmuştur. Dönemsel olarak birinin diğerine baskın olduğu zaman aralıkları olsa da göç alma ve verme durumu, Türkiye için genellikle dengeli bir seyir izlemiştir. 1960’lar ise bu dengenin ilk defa bir taraf lehine bozulduğu yıllardır. 1960’lardan günümüze bakıldığında ise, 1960-1980 arası genellikle göç verme eğiliminin baskın olduğu, 1980’lere gelindiğinde ise Türkiye’nin yoğun olarak hedef ülke olduğu ve göç aldığı görülmektedir. 1980’lerden günümüze kadar olan süreçte de Türkiye’nin hedef ülke olma durumu kaynak ülke olma durumundan daha baskın olduğu göze çarpmaktadır. Bu çalışmada, kuruluşundan günümüze Türkiye’nin, göç alan ve veren ülke olma durumunda yaşanan değişimlerin incelenmesi amaçlanmıştır. Bununla birlikte, Türkiye hangi yıllar arasında kaynak ülke ya da hedef ülke olmuştur ve Türkiye’nin aldığı göçler sorun yaratmış mıdır, yaratmışsa bu sorunlar ve çözümleri nelerdir? Sorularına cevap aranması düşünülmüştür.
-
-
-
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Uluslararası Göç |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Proje Numarası | - |
Yayımlanma Tarihi | 31 Ocak 2024 |
Gönderilme Tarihi | 20 Ağustos 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 4 Sayı: 1 |