Sosyal mücadelelerle geçen 19’ncu yüzyılda kapitalist üretimin kesintilere uğramadan sürdürülebilmesi için sömürülen yoksulların öfkesini dindirmek üzere din ve hümanizmayı dayalı yaklaşımlar ön plana çıktı. Bu yaklaşımların amacı kapitalist üretim süreçlerini sorgulamadan daha adil yeni bir toplum düzeni sağlamaktı. Hristiyan öğretinin yön gösterdiği düşünceler zaman içerisinde yeni korporatif modellerin ortaya çıkmasına yol açacaktı. Kişilerin kendilerine ve çevrelerine yabancılaşmasının sürekli olmasını sağlayan bu yaklaşımlar emekçilerin düşünmeden çalışmalarını sağlamak ve daha fazla otoriteye itaat etmesini sağlamak için yapılan uygulamalardı. 1789 Fransız burjuva devriminden sonra ile 1917 Rusya’daki İşçi Devrimi ve sonrasında kurulan Sovyetler Birliği emeğin sosyalleşmesini sağlarken bireyi ne hale dönüştürdü? Bu sorunun cevaplarını iki yazarda arayacağız. İlki Polonyalı Marksist felsefeci Adam Schaff (1913-2006) İkinci olarak da Fransız felsefeci Simone Weil (1909-1943).
| Birincil Dil | Türkçe |
|---|---|
| Konular | Siyasal Teori ve Siyaset Felsefesi |
| Bölüm | Teorik Makale |
| Yazarlar | |
| Gönderilme Tarihi | 7 Şubat 2025 |
| Kabul Tarihi | 3 Mart 2025 |
| Yayımlanma Tarihi | 15 Mayıs 2025 |
| Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 22 Sayı: 87 |