Kamu Hukukunun alt dallarını oluşturan İdare ve Vergi Hukuku gerek uygulama da gerek öğretide yakın ilişki içerisinde olup birbirine benzeyen pek çok noktası bulunmaktadır. Ancak bu iki disiplinin benzerliklerinin yanında, bu disiplinleri katı şekilde ayıran farklılıkları da mevcuttur. İşte bu sebeple, ortaya çıkan benzerliklerin sınırları ve farklılıkların boyutlarının incelenmesi öğretide ilgi uyandırmıştır.
Vergi Hukukunun temel prensibini vergilendirmede kanunilik ilkesi oluşturmaktadır. Bu ilke vergilendirme konusunda idareye takdir yetkisi tanınamayacağının da başlıca göstergesidir. Vergi hukuku alanında idarenin takdir yetkisini kullanabilmesi istisnai bir nitelik taşımaktadır. İdarenin takdir yetkisi, ana hatlarının kanunla belirlendiği sınırlar çerçevesinde, idareye serbestçe hareket edebilme imkânının tanındığı, idarenin eylem ve işlemle-rinde karar mekanizmalarını, sistemi sorunsuz ve seri bir şekilde sürdürmeleri adına bir serbestlik tanıyan yetkidir. Takdir yetkisi konusunda uygulamada idareye geniş bir alan sunulmaktadır. İdareye bu denli takdir yetkisi tanınırken kısıtlı da olsa Vergi idaresine de kendisine yönelen takdir yetkisi hangi ölçüde kullanılacağı ve vergi idaresinin takdir yetkisinin esaslarının düzenlenme, kullanma şekilleri bu çalışmamızda incelenecektir.
Kanunilik İlkesi Vergi İdaresi yerindelik ilkesi Ölçülülük esası
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hukuk |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Haziran 2013 |
Gönderilme Tarihi | 1 Temmuz 2013 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2013 Cilt: XVII Sayı: 1-2 |
Bu Eser Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası (CC BY-NC 4.0) ile lisanslanmıştır.