The right to life is a fundamental right that forms the basis of all rights. The determination of when this right started is of great importance, in terms of civil law or other branches of law. Discussions on the right to life fetus are a legal debate that goes back to ancient times. The right of the fetus to life is one of the controversial issues in monotheistic religions as well. The reason for this is that there is no clear provision in Judaism, Christianity, and Islam as to when the life of the fetus begins.
When we look at the legal systems in the world, there are three criteria for the beginning of the right to life of the fetus. While the classical view seeks the condition that birth has occurred for the fetus's right to life to begin, another view seeks the condition that the fetus has the ability to live actively. According to the modern standard followed by some legal systems, the right to life begins with the fertilization of the egg.
In this study, the issues related to the right to life of the fetus and court decisions in different legal systems were examined and the answer to the question of when the right to life of the fetus begins is sought.
Hayat hakkı bütün hakların esasını teşkil eden temel bir haktır. Bu hakkın ne zamandan itibaren başladığının tespiti gerek medeni hukuk gerek diğer hukuk dalları bakımından büyük önem taşımaktadır.
Ceninin hayat hakkı kökleri çok eskilere uzanan bir hukuki tartışma konusudur. Sadece hukuk alanında değil, semavi dinlerde de bu husus oldukça tartışmalıdır. Bunun sebebi gerek Yahudilik gerek Hıristiyanlık ve gerekse İslamiyet’te ceninin hayatının ne zaman başlayacağına dair açık bir hükmün bulunmamasıdır. Azınlıkta kalan görüş ceninin hayat hakkını gebeliğin sonuna doğru başladığını kabul etse de Yahudilik ve Hıristiyanlıkta cenin Allah’ın bir hediyesi olarak kabul edilmekte ve hayat hakkının yumurtanın döllenmesinden itibaren başladığı fikri savunulmaktadır. Buna karşılık beden ile ruh ayrımı yapan İslam hukukçularının çoğu ceninin hayat hakkının kendisine ruh üflenmesinden itibaren (gebeliğin dördüncü ayından sonra) başladığını kabul etmektedir. İlk dönemlerde azınlıkta kalan ve özellikle çağdaş İslam hukukçularının çoğu tarafından savunulan görüş ise ceninin hayat hakkının yumurtanın döllenmesinden itibaren başlayacağı yönündedir.
Dünyadaki hukuk sistemlerine bakıldığında ceninin hayat hakkının başlaması hususunda üç eğilimin olduğu görülür. Bu bağlamda klasik görüş, ceninin hayat hakkının başlaması için doğum vakasının gerçekleşmesi şart koşar. Diğer bir görüş ise, aktif (faal) ya da yaşama kabiliyeti olan cenin ölçütünü arar. Buna göre ceninin hayat hakkının başlaması için doğum olayının gerçekleşmesi şartı aranmaz. Buna göre, cihaza bağlı olarak ya da bağlı olmaksızın tek başına yaşama kabiliyeti bulunuyor ise cenin, hayat hakkına sahiptir. Bugün doktrinde ileri sürülen ve bazı hukuk sistemleri tarafından benimsenen modern eğilime göre ise, tabiat kurallarına uygun olarak ana rahmine düştüğü andan itibaren ceninin hayat hakkı başlar.
AİHS’de ceninin hayat hakkına ve bunun ne zamandan itibaren başladığına dair bir hüküm yer almamaktadır. AİHM de bu konuda açık tutum sergilemekten kaçınmaktadır.
Türk Medeni Kanununda ceninin hayat hakkını düzenleyen açık bir hüküm yoktur. Türk hukukunda kişilik sağ ve tam doğumla başlar. Doğum gerçekleşmeden önce ceninin bağımsız bir kişiliği olmayıp annenin bir parçası olarak kabul edilmektedir.
Bu çalışmada farklı hukuk sistemlerinde ceninin hayat hakkına ilişkin konular ve mahkeme kararları incelenmiş olup ceninin hayatının ne zaman başladığına cevap aranmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hukuk (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 26 Aralık 2023 |
Gönderilme Tarihi | 18 Ekim 2023 |
Kabul Tarihi | 28 Kasım 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 27 Sayı: 2 |
Bu Eser Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası (CC BY-NC 4.0) ile lisanslanmıştır.