Modern devlet, siyasal iktidarın kurumsallaşmış ve merkezileşmiş biçimi olarak, meşru şiddet tekelini elinde bulunduran yarı-tanrısal kapasiteye sahip bir yapı olarak ortaya çıkmıştır. Bu tanrısal gücün toplum üzerindeki tecellisi ve tezahürü, uygarlık ile barbarlık sarkacında olabilmektedir. Bu çalışma, modern devletin kavramsal doğuşunu, kuramsal temellerini ve tarihsel pratiklerini derinlemesine inceleyerek modern devletin karanlık yüzüne ve bu yüzün bir yansıması olan devlet suçlarına odaklanmaktadır. Öncelikle, modern devletin kavramsal kökenleri ve kuramsal temelleri ışığında, bu yapının barış ve güvenliği sağlama iddiasıyla ortaya çıktığı, ancak gerçekte şiddet ve korku üzerine inşa edilmiş bir yapı olduğu vurgulanmaktadır. Ardından, modern devletin uygarlık ile barbarlık sarkacındaki konumu detaylı bir şekilde ele alınmakta; özgürlük ve güvenlik/barış vaatlerinin arkasında daha yoğun ve kapsamlı şiddet ile cezalandırma pratiklerinin mevcut olduğu ayrıntılı olarak tartışılmaktadır. Çalışmanın son bölümünde, devlet suçlarının modern devletin karanlık yüzünün bir tezahürü olduğu ve bu suçların devletin yapısal ve işlevsel özelliklerinden kaynaklandığı belirtilmektedir. Bu çalışma, modern devletin hem aydınlık/uygarlık hem de karanlık/barbarlık yüzlerinin birlikte var olduğunu ve bu iki yönün de devletin doğasına içkin olduğunu savunarak, devletin koruyucu olduğu kadar tehdit edici ve yıkıcı bir doğaya sahip olduğunu ortaya koymaktadır. En sonunda ise, devlet suçlarının kontrol altına alınmasının, insan haklarına dayalı çoğulcu bir demokrasi ile mümkün olacağı belirtilmektedir.
Modern Devlet Devlet Suçları Şiddet Şiddet Tekeli Uygarlık ve Barbarlık Egemenlik İnsan Hakları
The modern state, as the institutionalized and centralized form of political power, has emerged as an entity with a quasi-divine capacity, holding the monopoly on legitimate violence. The manifestation of this divine power over society can oscillate between the poles of civilization and barbarism. This article examines in detail the conceptual origins, theoretical foundations, and historical practices of the modern state, with a particular focus on its dark side and state crimes as a manifestation of this dark side. First, it emphasizes that the modern state, which emerged with the claim of providing peace and security, is in fact a structure built on violence and fear, as seen through its conceptual origins and theoretical underpinnings. Then, the study examines the position of the modern state within the pendulum of civilization and barbarism, discussing in detail how intense and comprehensive practices of violence and punishment exist behind its promises of freedom and security/peace. Lastly, it claims that state crimes are a manifestation of the dark side of the modern state and stem from its structural and functional characteristics. It argues that both the bright/civilized and dark/barbaric sides of the modern state exist together, and they are inherent in its nature and revealing the state as both a protective and threatening/destructive entity. Finally, it is noted that the control of state crimes can only be achieved through a pluralistic democracy based on human rights.
Modern State State Crimes Violelce Monopoly of Violence Civilization and Barbarism Sovereignty Human Rights
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hukuk ve Beşeri Bilimler, Hukuk (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 24 Aralık 2024 |
Gönderilme Tarihi | 13 Ağustos 2024 |
Kabul Tarihi | 3 Ekim 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 28 Sayı: 2 |
Bu Eser Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası (CC BY-NC 4.0) ile lisanslanmıştır.