Batı coğrafya geleneği içerisinde yirminci yüzyılın ilk çeyreğinde deterministik ve bölgesel bilim yaklaşımlarıyla özdeş bir bağlamda gelişme gösteren siyasi coğrafya, İkinci Dünya Savaş’ından sonra önemini yitirerek coğrafyanın 1950 ve 1970’lerde sırasıyla yaşamış olduğu kantitatif ve radikal bilim geleneğinden soyutlanmıştır. Fakat 1980’lerde postyapısal temellerde ortaya çıkan eleştirel paradigmaya entegre olan siyasi coğrafya, 1990’larda beliren kültürel yeniden dönüş süreciyle coğrafyanın çağdaş holistik yapısı içerisinde yeniden konumlanmıştır. Bu dönüşüm disiplinin bilim yapma pratiğini ve araştırma metodolojisini önemli ölçüde şekillendirmiştir. Klasik/kolonyalist, Soğuk Savaş ve eleştirel süreci bir bütün olarak ele alan modern siyasi coğrafya, bir yandan bölgesel ve ideolojik tanımlamalarla şekillenen jeopolitik kurulumları diğer yandan siyaset (güç) ve coğrafya (siyasal) arasındaki her türlü beşerî ve coğrafi olguyu sorgulayıcı ve çözümleyici bir bütünsellikle değerlendirmektedir. Bu doğrultuda çalışmanın amacı, Türkiye’de siyasi coğrafyanın bilim yapma pratiğini ve jenerasyonları analiz etmektir. Bu kapsamda araştırmanın veri seti, Türkiye’de coğrafya bölümlerinin Bologna bilgi paketlerinde yer alan ders içeriklerinden, Ulusal Tez Merkezi ve Yükseköğretim Program Atlası online veri platformlarından elde edilerek incelenmiştir. Çalışma sonucunda, Türkiye’de siyasi coğrafyanın klasik determinist/bölgeselci yapısını koruyarak geleneksel sürecin bilim yapma pratiğini sürdürdüğü anlaşılmıştır. Doktora tezi dönemsel verilerinden hareketle siyasi coğrafya alanında tespit edilen üç jenerasyondan ilk iki jenerasyonun çalışma alanlarının siyasi coğrafyadan ziyade yoğunluklu olarak ekonomik ve fiziki coğrafya alt bilim dallarında olduğu ve alanda uzmanlaşmanın ancak üçüncü jenerasyonla birlikte ortaya çıktığı belirlenmiştir. Ayrıca siyasi coğrafya literatürünün büyük ölçüde eleştirel geleneği takip etmeyerek siyaset ve coğrafya arasındaki kültürel bağlamı yok saydığı, çağdaş disipliner bütünselliği yansıtmadığı ancak 2000 sonrası süreçte yenileşme eğilimlerinin yavaş bir şekilde gerçekleştiği tespit edilmiştir.
Coğrafyanın gelişimi jenerasyon paradigmatik değişim Türk coğrafyası Türkiye’de siyasi coğrafya
Political geography, which developed within the Western geographical tradition in the first quarter of the twentieth century in a context identical to deterministic and regional science approaches, lost its importance after the Second World War and was isolated from the quantitative and radical scientific tradition that geography experienced in the 1950s and 1970s respectively. However, political geography, which was integrated into the critical paradigm that emerged on post-structural grounds in the 1980s, was repositioned within the contemporary holistic structure of geography with the cultural reorientation process that emerged in the 1990s. This transformation has significantly shaped the discipline's scholarly practice and research methodology. Taking the classical/colonialist, Cold War and critical process as a whole, modern political geography evaluates geopolitical constructs shaped by regional and ideological definitions on the one hand, and all kinds of human and geographical phenomena between politics (power) and geography (political) on the other hand, with a questioning and analysing holism. Accordingly, the aim of this study is to analyse the practice of political geography and generations in Turkey. In this context, the data set of the study was obtained from the course contents of the Bologna information packages of geography departments in Turkey, the National Thesis Centre and the Higher Education Program Atlas online data platform. As a result of the study, it is understood that political geography in Turkey maintains the traditional process of doing science by preserving its classical determinist/regionalist structure. Based on the periodical data of doctoral dissertations, it was determined that the fields of study of the first two generations of the three generations identified in the field of political geography were mainly in the sub-disciplines of economic and physical geography rather than political geography, and specialization in the field emerged only with the third generation. In addition, it has been determined that the political geography literature largely ignores the cultural context between politics and geography by not following the critical tradition and does not reflect the contemporary disciplinary holism, but in the post-2000 period, innovation trends have been realized slowly.
Development of geography generation paradigmatic change Turkish geography political geography in Türkiye
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Siyasi Coğrafya |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 30 Aralık 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2024 |
Gönderilme Tarihi | 24 Temmuz 2024 |
Kabul Tarihi | 14 Kasım 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 33 Sayı: 2 |