Günlük
hayatımızda önemli bir yer teşkil eden akitler, akdin taraflarını birbirlerine
karşı bir takım hak ve yükümlülüklere muhatap kılan hukuki işlemlerdir. Bu
sebeple gerek İslam hukukunda gerekse pozitif hukukta, karşılıklı rızaya dayalı
olma esası bu işlemlerin tarafları için hukuken bağlayıcı sayılmalarının ön
şartı olarak görülmüştür. Bundan dolayı akdin karşılıklı rıza ve ortak irade
esası üzerine kurulduğuna dair şaibe uyandıran durumlar, her iki hukukta da belli
şartlar dâhilinde akdin bağlayıcılığını ortadan kaldıran ve rızası şaibeli hale
gelen tarafa fesih hakkı kazandıran unsurlar olarak değerlendirilmiştir.
Bu çalışmada bu unsurlardan
biri olarak kabul edilen hatanın bir fıkıh/hukuk terimi olarak tarifi
yapılmakta, hatanın muhtelif türleri ve bunların akit üzerindeki etkisi ele
alınmaktadır. Bu münasebetle İslam hukukçularının konuyla ilgili birbirinden
farklı yaklaşımlarına da temas etmek suretiyle, İslam hukukunda hatanın hangi
türünün hangi şartlarda fesih hakkı doğurucu bir sebep sayılacağı üzerinde
durulmaktadır. Ayrıca Türk borçlar hukukunun konuyla ilgili yaklaşımı da
incelenmekte, böylece İslam hukuku ile mer’i hukuk arasında bir mukayese de
yapılmaktadır
İslam hukuku hata/galat akit irade beyan sâik irade bozuklukları
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Mayıs 2018 |
Kabul Tarihi | 22 Nisan 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 2 Sayı: 3 |