Ekoleleştiri modern insanın tabiatla arasındaki ilişkiyi bozmasını esas alır. Sanayi Devrimi ile başlayan doğa tahribatı, bilhassa İkinci Dünya Savaşı sonrasında teknoloji ve endüstrinin yaygınlaşmasıyla geri dönülemez bir hal alır. Doğadaki bu bozulmayı edebi eserler aracılığıyla gündeme getirmeyi amaçlayan ekoeleştiri, derin ekoloji, ekofeminizm, toplumsal ekoloji, eko-Marksizm gibi açılımlar kazanarak insan-tabiat ilişkisini farklı düzlemlerde işleyen bir kuram haline gelir. Avrupa ve Amerikan edebiyatlarında başlı başına bir sahayı teşkil eden ekoeleştirel söylemin Türk edebiyatında da son yıllarda yaygınlık kazandığı söylenebilir.
Tabiatın insan eliyle tahribi, 1980 kuşağı şairlerinden Turgay Fişekçi’nin şiirlerinde merkezi temalardandır. Onun şiirlerinde tabiat, romantik ve pastoral duyarlılıktan sıyrılarak tüm gerçekliğiyle işlenirken sosyal, siyasal ve kültürel göndermelere de aracılık eder. Çevresel felaketler, tabiatın hızla dönüşümü ve yok oluşu, sanayileşme, modernleşme, kentleşme gibi konular şiirlerde sıklıkla eleştirilirken tüm bu sorunlara çözüm yolu olarak tabiata öne sürülür. Farklı ekolojik söylemlerin birlikte işlendiği şiirlerde şair, insanı tabiatın bir parçası olarak görür ve bu duyarlılığı şiirlerinde yalın bir söyleyişle işler.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Edebi Teori |
Bölüm | ARAŞTIRMA MAKALELERİ |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Ekim 2021 |
Gönderilme Tarihi | 24 Haziran 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 |
DERGİPARK bünyesinde faaliyet gösteren Edebî Eleştiri Dergisi (Journal of Literary Criticism) hakemli ve bilimsel bir dergidir. Dergimiz, hem ulusal ölçekli TR DİZİN'de hem de uluslararası ölçekli MLA'da taranmaktadır.