İnsanlık, tebessümden kahkahaya, mizahın her türlü yansımasına, kaynağına ve aklına sahiptir. Türkler de bilinen ilk yazılı kaynaklardan bugüne, mizahın çeşitli görünümlerini “küg, külüt, latife, hezl, hiciv, nükte, fıkra” gibi terimlerle karşılamışlardır. Bunlardan latifeyi, mizahın güldürürken düşündüren bir türü olarak sıklıkla tercih etmişlerdir. Tecrübenin, tavsiyenin paylaşıldığı, çoğunlukla bir dersin ve hikmetin çıkarıldığı latifeler, sosyal hayatı/ilişkileri yansıtması bakımından edebiyat tarihimizde özel bir yere sahiptir. Latifeleri ihtiva eden böyle bir eser, 16. asır ediplerinden Defterdâr-zâde Ahmed Cemâlî’ye aittir.
İstanbul’da yaşamış olan Cemâlî, matlalarıyla, şehrengizleriyle, latifeleriyle tanınan bir şairdir. Biyografik kaynaklara göre hezl ve latife vadisinde de şöhretli olmasına rağmen Cemâlî’nin bütün latifelerini içeren bir eser bugün elimizde bulunmamaktadır. Bu çalışmada, Cemâlî’nin altı latifesini ihtiva eden Denâ’et-nâme-i Cemâlî adlı eser üzerinde durulmuştur.
Denâ’et-nâme-i Cemâlî’nin elimizdeki tek nüshası, Köprülü Yazma Eserler Kütüphanesi, Nu. 34 Ha 362/29’da, 80a-82a yaprakları arasındadır. Eser içindeki altı latifenin konusu, hasislikleri ve habislikleri ile ön plana çıkan altı şahıs etrafında şekillenmiştir. Çalışmamızda Denâ’et-nâme-i Cemâlî tanıtılmış ve eserin metni transkripsiyonlu olarak yeni yazıya aktarılmıştır. 16. asrın mahsulü olan bu latifelerin latife türü içerisindeki yerine bakılacak olursa eser, ortak özelliği “cimrilik, habislik” olan kişileri konu etmesi bakımından özgündür. Ayrıca esere “letâ’if-nâme” değil de “Denâ’et-nâme” yani “alçaklık kitabı” gibi özel bir ad verilmesi de kayda değerdir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sanat ve Edebiyat |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 28 Aralık 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 |
Türk Dünyası İncelemeleri Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.