Kırım Tatarları, Moskova’nın 2014 tarihinde Kırım’ı işgal etmesi ardından daha öncekiler gibi bu yeni Rus işgalinin de kendileri için varoluşsal bir tehdit oluşturacağını görerek siyasi tutumlarını Rus karşıtı ve Ukrayna yanlısı olarak açık bir şekilde gösterdiler. Gerçek şu ki bazı yorumcular Rus işgalci yönetimi tarafından Kırım Tatarlarına karşı yeni bir etnik temizliğin uygulanabileceğini bile düşünmeye başladı. Her ne olursa olsun, Kırım Tatar millî hareketi aniden yeni işgalci makamların ana hedeflerinden birisi haline gelip bir takım baskıcı politikalar ile karşı karşıya kaldı. Bunların arasında, keyfi tutuklamalar, rejim muhaliflerinin sistematik bir şekilde taciz ve tehdit edilmesi, Kırım ilhakına karşı çıkan Kırım Tatar aktivistlerin evlerinde aramalar, Rus pasaportlarının/vatandaşlığının zorunlu dağıtımı ve dolayısıyla işgalci Rus ordusuna zorunlu asker alımı, Kırım Tatar kültürel mirasının bilerek imha edilmesi, Kırım Tatar diline karşı uygulanan ayrımcı politikalar, Kırım Tatar karşıtı propaganda ve Rusya Federasyonu’nun iç bölgelerinden etnik Rusların Kırım’a yerleşimlerini teşvik ederek işgal altındaki Kırım’ın etnik yapısını değiştirmeye yönelik yasadışı politikalar yer almaktadır. Kırım ile ilgili mevcut gelişmeler dikkate alındığında, bu çalışmada Rus idaresinin bu tür baskıcı politikalarının nedenlerini analiz etmeye ve Kırım Tatar halkı ve Kırım toplumu üzerindeki etkilerini değerlendirmeye çalışılacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Siyaset Bilimi, Uluslararası İlişkiler |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 24 Aralık 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 21 Sayı: 2 |
Türk Dünyası İncelemeleri Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.