1856’da Amerika’da varlığı keşfedilen filoksera asma köklerine yapışarak suyunu emen ve kökü
tamamen kurutan bir zararlıdır. Fransa’ya ulaşmasının ardından Avrupa kıtasına yayılan filoksera,
üzüm yetiştiren tüm Avrupa ülkelerini tehdit eden ciddi bir tehlike olmuştur. Bu nedenle, birlikte
hareket etme kararı alan Avrupalı devletler düzenledikleri uluslararası toplantılarla bazı önleyici
tedbirler almışlardır. Osmanlı yönetimi de parazitin yayılmasını engellemeye yönelik olarak ilk
nizamnâmeyi 1880’de uygulamaya koymuştur. Ziraat Müfettişlerinin uyarılarına ve 1885’te
İstanbul Anadolu yakasında izleri görülmesine rağmen, Osmanlı Devleti 1886’ya kadar
filokseranın varlığını kabul etmemiştir. Aynı tarihlerde tehlike üzüm üretiminin en yüksek olduğu
Aydın Vilâyetine de sıçramıştır. Osmanlı yönetimi özellikle Fransa’nın tecrübelerinden istifade
ile karbon di sülfür, potasyum karbonat, zift ve kireç karışımı kimyasalları kullanarak zararı
önlemeye çalışmıştır. Ancak uzun vadeye yayılsa da asıl çözüm yerli türlerin Amerikan
asmalarına aşılanması ile sağlanabilmiştir. Bunun için öncelikle İstanbul Erenköy ve Kızıltoprak,
ardından İzmir Karşıyaka, Urla ve Seydiköy ile Manisa’da fidanlıklar kurulmuştur. Burada
yetiştirilen fidanlar isteyen bağcılara ücretsiz dağıtılmıştır. Ayrıca, bağlarını aşılı fidanlarla
kuranlara öşür muafiyeti ve Ziraat Bankası’ndan uygun şartlarda borçlanma imkanı tanınmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | MAKALELER |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 23 Ocak 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2015 Cilt: 30 Sayı: 2 |