Education, in its most general form, can be described as “the process of creating change in an individual’s behavior.” We refer to schools as institutions that aim to
carry out this process within a program whose scope and duration are pre-determined. Each education system has a human model that it wants to have, based on
its internal dynamics, and the systems are based on this type of person they want to have when they prepare their curriculum. This results in the fact that all activities
carried out in educational institutions are aimed at a specific purpose. Literature classes cannot be considered independent of these aims. The gains it has made in
human and social life, as well as its ability to change the individual it has, and therefore the society, have made literature one of the important actors of the institutional education process.. Although theoretically speaking, experience in practice reveals that this is actually a very difficult and complicated process. Because teaching literature is part of the educational process and all the factors affecting the educational process are also present in the field of teaching literature. In Germany, the question of which content is transferred by which methods in literature education falls within the scope of the concept of “literature didactic” (Literaturdidactic). The first part of this study focused on the concept of literature didactic (Literaturdidactic) which we can translate into Turkish as “literature teaching knowledge” and then shared the views of German and Turkish scientists about the objectives and scope of literature education. Since the methodical dimension of the study is based on the interpretation of the information obtained through source scanning, no empirical study was envisaged.
Eğitimi, en genel hâliyle “bireyin davranışlarında değişikliği oluşturma süreci” diye tarif edebiliriz. Bu süreci kapsamı ve süresi önceden belirlenmiş bir program
dâhilinde gerçekleştirmeyi amaç edinmiş kurumlara ise okul demekteyiz. Her eğitim sisteminin, kendi iç dinamiklerinden hareketle, sahip olmak istediği bir insan
modeli vardır ve sistemler müfredatlarını hazırlarken sahip olmak istedikleri bu insan tipini kendilerine esas alırlar. Bu da eğitim kurumlarında yapılan tüm faaliyetlerin belli bir amaca yönelik olması gibi bir sonucu ortaya çıkarır. Edebiyat dersleri de bu amaçlardan bağımsız olarak düşünülemezler. Gerek insan ve toplum hayatında sağladığı kazanımlar, gerekse sahip bulunduğu bireyi, dolayısıyla da toplumu değiştirebilme gücü, edebiyatı kurumsal eğitim sürecinin önemli aktörlerinden biri hâline getirmiştir.. Teorik olarak Kulağa her ne kadar hoş gelse de, uygulamada yaşanan tecrübeler bunun aslında çok zor ve karmaşık bir süreç olduğunu ortaya koymaktadır. Çünkü edebiyat öğretimi eğitim sürecinin bir parçasıdır ve eğitim sürecine etki eden tüm faktörler edebiyat öğretimi alanında da mevcuttur. Almanya’da edebiyat eğitiminde hangi içeriklerin hangi yöntemlerle aktarılması sorusu “Edebiyat didaktiği” (Literaturdidaktik) kavramının çalışma alanına girmektedir. Bu çalışmanın ilk bölümünde Türkçeye „Edebiyat Öğretim Bilgisi“ şeklinde çevirebileceğimiz Edebiyat Didaktiği (Literaturdidaktik) kavramı üzerinde durulmuş ve ardından da Alman ve Türk bilim insanlarının edebiyat eğitiminin hedefleri ve kapsamı hakkındaki görüşleri paylaşılmıştır. Çalışmanın yöntemsel boyutu kaynak taraması yoluyla elde edilen bilgilerin yorumlanması esasına dayandığından, her hangi bir empirik çalışma öngörülmemiştir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Alan Eğitimleri |
Bölüm | Eğitim ve Toplum Sayı 24 |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Aralık 2019 |
Gönderilme Tarihi | 4 Ocak 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 8 Sayı: 24 |
Eğitim Bilimleri ve Sosyal Bilimler alanında Türkçe makale yayınlamaktadır. Dergi basılı olarak Türkiye ve yurt dışındaki kütüphanelere ulaşmakta, elektronik nüshası ise pek çok index tarafından taranmaktadır.