Problem Durumu:
21. yüzyılın başında ergenler interneti etkin bir şekilde kullanmaya
başlamışlardır. Bloglar, sosyal ağlar ve anlık mesajlaşma gençler için yeni bir
dünya oluşturmuştur. Bu yeni dünyaya katılımın kişiye parmaklarının ucunda
bilgilere ulaşmalarının yanında eğlenme, çeşitli sosyal ve duygusal becerileri
öğretme gibi yararları bulunmaktadır. Örneğin siber ortam sağlıklı şekilde
duygularını ifade etmek, başkalarına hoşgörü ve saygı ile bakabilmek,
eleştirisel düşünme, karar verme, kendini kontrol etme becerisi ve yeni şeyler
öğrenme için bir mekan sağlamaktadır. Siber dünya gençlerin kendinin keşfetme,
sosyal destek alma, oyun oynama, bilgiye ulaşma, başkalarıyla iletişim kurma ve
akademik
destek alma gibi benzersiz fırsatlar sunmaktadır. Gençlerin
büyük çoğunluğu bilgisayarı ve interneti olumlu ve yararlı bir şekilde
kullanmalarına rağmen başkalarına zarar vererek, saldırganlık
davranışlar gösterme şeklinde de kullanabilmektedirler. Online saldırganlığın ve mağduriyetin yeni formu siber
zorbalık olarak adlandırılmaktadır. Siber zorbalık elektronik
metin aracılığıyla tekrarlanan bir şekilde kasıtlı olarak başkalarına zarar
verecek davranışlar olarak tanımlanmaktadır.
Bir diğer ifade ile siber zorbalık bilişim ve iletişim teknolojilerinin bir
kişi yada gruba hakaret etmek,
iftira atmak ve alay etmek amacıyla kasıtlı ve tekraralanan
agresif davranışlar olarak
belirtilmektedir. Siber zorbalık teknolojik araçların olumsuz bir özelliği
olarak görülmektedir.
Siber
zorba, farklı bir e-posta kullanarak ya da sosyal medya sitelerinde hayali hesaplar
oluşturarak mağdurla iletişim kurabilir. Aynı zamanda siber zorbalık oyun
oynarken, okulda, evde ya da kişinin özel alanında bireyin karşısına çıkabilir.
İnsanlar modern teknolojinin kullanımı ile birlikte 24 saat siber zorbalık davranışılarla
karşılaşabilirler.
Araştırmanın Amacı: Araştırmalar
bilişim ve iletişim teknolojilerinin kötüye kullanılması sonucunda oluşan siber
mağduriyetin çocuklar ve gençler arasında giderek artan bir problem olduğunu
ortaya koymaktadır. Özellikle teknolojinin gelişmesi bu sorunun giderek
büyümesine yol açacağı düşünülmektedir. Dolayısıyla siber zorbalık davranışlara
maruz kalmayı önlemeye ilişkin çalışmalarının nasıl olacağı yönünde
araştırmalar hız kazanmaktadır. Bu çalışmanın da önleme çalışmalarına katkı
sağlayacağı ön görülmektedir. Ergenlerde öz-kontrol ile siber mağduriyet
arasındaki ilişkinin ortaya konulmasının müdahale çalışmaları için alan
uzmanlarına (psikolojik danışmanlar, psikologlar, sosyal hizmet uzmanları ve
okul yöneticileri) önemli bir kaynak sağlayacağı düşünülmektedir. Bu doğrultuda
bu araştırmanın amacı öz-kontrolün siber mağduriyet üzerindeki yordayıcı
etkisinin incelenmesidir.
Araştırmanın
Yöntemi: Araştırmada öz-kontrol ve siber mağduriyet arasındaki yordayıcı
ilişkileri incelemek için ilişkisel tarama modeli
kullanılmıştır.
Çalışmada ergenlerin öz-kontrolü ile siber mağduriyet
arasındaki ilişkiyi açıklamaya yönelik geliştirilen teorik model test
edilmektedir. Araştırmanın çalışma grubu 2014-2015 eğitim öğretim yılında Türkiye’deki Erzurum ilinde beş farklı ortaöğretim okulunda öğrenim gören 353
öğrenciden oluşmaktadır. Çalışma grubunun 209 (%59,2) tanesi kız, 144 (%40,8)
tanesi ise erkektir. Öğrencilerin %26,6'sı 9.sınıfta, %29,6'sı 10. sınıfta, %
31.2'si, 11.sınıfta ve %13'6'sı 12.
sınıfta öğrenim görmektedir. Araştırma verilerine ilişkin analiz
yapılmadan önce çok değişkenli veriler için normallik dağılımını etkilemesi
olası değerleri belirlemek için Mahalanobis uzaklık değerleri hesaplanmıştır.
Bu hesaplama işlemi sonucunda 4 kişiye ait ölçekler veri setinden
çıkarılmıştır. Bu işlemden sonra 353 veri ile analizler sürdürülmüştür.
Araştırmada öz-kontrol ile siber mağduriyet arasındaki ilişkiler Pearson
momentler çarpım korelasyonu ile; öz-kontrolün siber mağduriyet üzerindeki yordayıcı
etkisi yapısal eşitlik modeli incelenmiştir. Araştırmada verilerin analizleri LISREL 8.54 ve SPSS 21.00 programları
aracılığıyla yapılmıştır.
Araştırmanın
Bulguları: Araştırmanın sonucunda öz-kontrol ölçeğinin alt
boyutlar olan dürtüsellik ve öz-disiplinle siber mağduriyet ölçeğinin alt
boyutları olan siber dilsel mağduriyet, kimliği gizleme ve siber sahtecilik
arasında negatif yönde düşük ve orta düzeyde anlamlı ilişkilerin olduğu
görülmektedir. Ayrıca siber mağduriyet ölçeğinin alt boyutlarının birbirleriyle
orta düzeyde ve pozitif yönde anlamlı bir ilişkinin olduğu gözlenmektedir.
Bunun yanısıra öz-kontrol ölçeğinin dürtüsellik ve özdisiplin arasında pozitif
yönde, orta düzeyde, anlamlı bir ilişkinin olduğu belirlenmiştir. Öz-kontrolün
siber mağduriyet üzerindeki yordayıcı etkisi yapısal eşitlik modeli ile test
edilmiştir. Yapısal eşitlik modeli analizi sonucunda dürtüsellik ve
öz-disiplini kapsayan öz-kontrol örtük değişkeninin (OZK) siber dilsel
mağduriyet, kimliği gizleme ve siber sahtecilik alt boyutlarını kapsayan siber
mağduriyet örtük değişkenini (SM) negatif yönde yordadığı gözlenmektedir (β=-.40,
t= -4.47). Modelde gösterilen tüm yolların anlamlı olduğu belirlenmiştir (χ2/sd= 1.04, NFI= .99, CFI=.99, GFI =.98, AGFI= .98, SRMR= .014 ve
RMSEA= .011). Elde edilen bu bulgu öz-kontrolün
ergenlerde siber zorbalığa maruz kalma üzerinde anlamlı bir etkisinin olduğu
şeklinde değerlendirilebilir.
Araştırmanın Sonuçları ve
Önerileri: Bu araştırmada dürtüsellik ve öz-disiplin boyutlarından
oluşan öz-kontrolün ergenlerin siber mağduriyet yaşama üzerindeki yordayıcı
etkisi incelenmiştir. Araştırma sonucunda öz-kontrol ile siber mağduriyet
arasında anlamlı ilişkilerin olduğu görülmüştür. Araştırmanın diğer bir
sonucunda öz-kontrol (OZK) örtük değişkeninin siber mağduriyet (SM) örtük
değişkenini negatif yönde ve anlamlı bir düzeyde yordadığı belirlenmiştir.
Ayrıca araştırmada OZK örtük değişkeninin siber dilsel mağduriyet,
kimliği gizleme ve siber sahtecilik gözlenen değişkenleri üzerinde
dolaylı etkilere sahip olduğu tespit edilmiştir. Analiz sonucunda, öz-kontrolün
siber mağduriyetin % 18’ini
açıkladığı saptanmıştır.
Çalışmanın
bulguları, göz önünde bulundurulması gereken sınırlılıklar ile dikkate
alınmalıdır. Bu çalışmada veri toplama aracı olarak iki alt boyuttan oluşan
öz-kontrol ölçeği ve üç alt boyuttan oluşan siber mağduriyet ölçeği
kullanılmıştır. Gelecekte yapılacak çalışmalarda öz-kontrol ve siber mağduriyet
ile ilgili farklı ölçekler kullanılarak araştırma tekrarlanabilir. Böylece çalışmanın sonuçları karşılaştırılarak daha ayırt
edici bulgulara ulaşılabilir. Araştırmanın
diğer bir sınırlılığı ise çalışma grubunun 14-18 yaş arası öğrenim görmekte
olan ergenlerle sınırlı olmasıdır. Bundan dolayı elde edilen sonuçların bu yaş
grubundaki öğrencilere göre değerlendirilmesi gerekmektedir.
Lise öğrencileri elektronik saldırganlık ve yapısal eşitlik modeli.
Purpose: Cyber bullying is a new phenomenon which
adversely affects young people. Exposure to the cyber bullying can negatively
affect the mental health. The aim of this study is to examine the predictive
effect of self-control on cyber victimization in adolescents. Research Methods: The study group was composed of 353 Turkish
secondary school students. The research data were collected using the Brief
Self-Control Scale and Cyber Victimization Scale. To examine predictive
relationships between self-control and cyber victimization, the descriptive
relational model was used. In the study, the analysis of the data was made
using the Pearson Correlation Coefficient and structural equation modelling. Findings: As a result of the study, significant
relationships were determined in the negative direction, at low and moderate
level between the impulsivity and self-discipline sub-dimensions of the
self-control scale and cyber language victimization, hidden identities and cyber
forgery sub-dimensions of the cyber victimization scale. Another result of the
study was that the self-control latent variable (SC) covering the impulsivity
and self-discipline sub-dimensions predicted negatively the cyber victimization
latent variable (CV), which relates to cyber language victimization, hidden
identity and cyber forgery sub-dimensions. Implications for Research and Practice: As a result of the study, it was found that
self-control predicted cyber victimization in a negative way. The structural
modelling analysis indicated that the model related to self-control's
predicting cyber victimization was acceptable and the model could account for
the relationships between the observed and the latent variables sufficiently.
Counselors can place students in activities to improve their self-control
skills
High school students electronic aggression structural equation modelling
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Aralık 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2016 Cilt: 16 Sayı: 67 |