Purpose: The factors related with resilience, which is an important element of positive psychology, are still being discussed. The main purpose of this study is to examine the relationship between the resilience levels of individuals in emerging adulthood and the big five personality traits. Research Methods: Using a quantitative approach, the present study has been conducted based on a correlational descriptive model. The study group consists of 392 undergraduate students. The participants were selected through a purposeful sampling method. The participants were asked to fill out personal information forms and the Resilience Scale for Adults and take an Adjective-Based Personality Test. The correlation, t-test and multiple linear regression analyses were conducted to establish the relationships between the variables. Findings: As a result of the analyses, relationships were established between the sub-dimensions of resilience and the sub-dimensions of big five personality traits at various levels that appeared to support the body of literature.On the other hand, it was found that all the sub-dimensions of the big five personality traits presented statistically significant differences based on being resilient or non-resilient. Lastly, it was established that three sub-dimensions of the big five personality traits—namely conscientiousness, neuroticism and extroversion—together accounted for 34% of the total resilience scores of the participants. Implications for Research and Practice: It can be argued that the findings thus achieved present indicators as to the use of big five personality traits in accounting for psychological resilience. For future studies, it is recommended that longitudinal studies in particular, be included for the purview of the research and that intercultural comparative studies be carried out.
positive psychology personality big five model resilience level
Problem Durumu: Dayanıklılık, pozitif psikoloji alanının önemli araştırma konularından biridir. Konuya ilişkin henüz bütüncül bir kuram ortaya konamasa da çeşitli modeller ileri sürülmekte ve kavramın farklı tanımları yapılmaktadır. Bununla birlikte kavramın genel olarak bireylerin gelişim ve uyumlarının ciddi şekilde tehdit altında oldukları durumda bile olumlu çıktıların şekillenmesine yol açacak bir grup özelliği tanımlamak için kullanıldığı söylenebilir.
Son zamanların ilgi çeken konularından olan dayanıklılık konusunda üç grupta yer alan bireyler göz önünde bulundurulur: Risk altında bulunup istendik özellikler sergileyen bireyler, stresli yaşam olaylarına rağmen olumlu uyumu sürdürenler ve yaşadıkları travmaların ardından ruh sağlıklarını koruyabilenler. Bu durumda dayanıklılık bireylerin bağlamsal koşulları ile ilgili olabileceği gibi kişisel nitelikleri ile de ilişkili olabilir. Kişilik özellikleri de dayanıklılığı belirleyen önemli kişisel niteliklerden biridir. Kişilik konusunda farklı yaklaşımlar bulunmakla birlikte bu çalışmada Büyük Beşli Modeli temele alınmıştır. Büyük Beşli Modelinde beş temel faktör öne çıkar. Bunlar dışadönüklük, nevrotiklik, deneyime açıklık, uyumluluk ve sorumluluktur. Bu araştırmada dayanıklılığın kişilik özellikleri ve çevre koşullarının etkileşiminin bir ürünü olduğu varsayımı kabul edilmekte ve çalışmanın temel problemini, görece az sayıda araştırmaya konu olan dayanıklılık ile büyük beşli kişilik özellikleri arasındaki ilişkiler oluşturmaktadır.
Araştırmanın Amacı: Araştırmanın temel amacı beliren yetişkinlik dönemindeki bireylerin dayanıklılık düzeyleri ile büyük beşli kişilik özellikleri arasındaki ilişkileri incelemektir. Bu amaca ulaşmak için dört sorunun yanıtı aranmıştır. Bu sorular şunlardır: Dayanıklılık düzeyi cinsiyete göre farklılaşmakta mıdır? Dayanıklılık ile büyük beşli kişilik özellikleri ilişkili midir? Büyük beşli kişilik özellikleri dayanıklılık düzeyine göre farklılaşmakta mıdır? Büyük beşli kişilik özellikleri dayanıklılığı yordamakta mıdır?
Araştırmanın Yöntemi: Nicel yaklaşımın kullanıldığı bu çalışma, korelasyonel tarama desenine dayalı olarak gerçekleştirilmiştir. Araştırma örneklemi 2013-2014 öğretim yılında üniversite eğitimlerine devam eden 392 öğrenciden oluşmaktadır. Katılımcılar amaçlı örnekleme yoluyla belirlenmiştir. Araştırmada katılımcılara kişisel bilgi formu, Yetişkinler İçin Dayanıklılık Ölçeği ve Sıfatlara Dayalı Kişilik Testi uygulanmıştır. Katılımcıların 238’si (%60.7) kız, 154’ü (%39.3) erkektir, yaş aralıkları 18 ile 26 arasında değişmektedir ve yaş ortalamaları 21,43’tür (SS=1.57). Katılımcıların 116’sı (%29.6)
102 Hulya ERCAN/ Eurasian Journal of Educational Research 70 (2017) 83-103
Meslek Yüksek Okulu, 77’si (%19.6) Fen Fakültesi, 71’i (%18.1) Eğitim Fakültesi, 59’u (%15.1) İktisadi İdari Bilimler Fakültesi, 44’ü (%11.2) Edebiyat Fakültesi ve 25’i (%6.4) Mühendislik Fakültesi öğrencisidir. Tanımlayıcı istatistiklerinin sonuçlarına göre katılımcıların dayanıklılık ölçeğinden aldıkları puanın aritmetik ortalaması 131.70 (SS=.85), medyanı 133, minimum değer 89, maksimum değer ise 163 olarak bulunmuştur. Analiz sonucunda verilerin basıklık değerinin -.52, çarpıklık değerinin -.46 olduğu tespit edilmiştir. Son olarak Histogram ve Normal Q-Q Grafiği çizilmiş ve puanların dağılımlarının normale yakın oldukları görülmüştür. Bu doğrultuda, elde edilen bulguların normallik varsayımını karşıladıkları söylenebilir. Araştırmada değişkenler arasındaki ilişkileri tespit edebilmek için korelasyon, t-testi ve çoklu doğrusal regresyon analizleri yapılmıştır.
Araştırmanın Bulguları: Araştırmanın ilk bulgusu, dayanıklılık ölçeği kendilik algısı alt boyutu puanlarının, cinsiyete göre anlamlı bir farklılık gösterdiği şeklindedir (t(390)=-3.92, p <.01). Erkeklerin kendilik algısı puan ortalamaları, kadınların kendilik algısı puan ortalamalarından anlamlı düzeyde yüksektir. Bununla birlikte gelecek algısı, yapısal stil, sosyal yeterlilik, aile uyumu ve sosyal kaynaklar alt boyutu puanlarının cinsiyete göre anlamlı farklılık göstermemektedir.
Araştırmanın ikinci bulgusu, dayanıklılığın kendilik algısı alt boyutu ile uyumluluk alt boyutu dışında kalan bütün kişilik özellikleri arasında anlamlı ilişkiler olduğunu göstermektedir (r=-.30 ile r=.36). Gelecek algısı alt boyutu ile kişilik özelliklerinin bütün alt boyutları arasında anlamlı ilişkiler bulunmuştur (r=-.26 ile r= .35 arası). Yine yapısal stil alt boyutu ile kişilik özellikleri alt boyutlarının hepsi arasında anlamlı ilişkiler ortaya çıkmıştır (r=-.13 ile r=.48 arası). Sosyal yeterlilik alt boyutu ile kişilik özellikleri alt boyutlarının tamamı anlamlı ilişkiler göstermiştir (r=-.28 ile r=.48 arası). Aile uyumu ile yine bütün kişilik özellikleri alt boyutları arasında anlamlı ilişkililer tespit edilmiştir (r=-.24 ile r=.23 arası). Son olarak sosyal kaynaklar alt boyutu ile kişilik özelliklerinin alt boyutlarının hepsi arasında anlamlı ilişkiler ortaya çıkmıştır (r=-.18 ile r=.28 arası). Bunların yanında dayanıklılık ölçeğinden elde edilen toplam puan (DTP) ile nevrotiklik puanları arasında orta düzeyde negatif ve anlamlı (r=-.35), DTP-dışadönüklük arasında orta düzeyde pozitif ve anlamlı (r=.41), DTP-deneyime açıklık arasında orta düzeyde pozitif ve anlamlı (r=.35), DTP-uyumluluk arasında düşük düzeyde pozitif ve anlamlı (r=.28) DTP-sorumluluk arasında orta düzeyde pozitif ve anlamlı (r=.44), ilişkiler olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Araştırmanın üçüncü bulgusu, dayanıksız bireylerin kişilik özelliklerinin dışadönüklük (t(390)=-7.45, p<.01), deneyime açıklık (t(390)=-6.91, p<.01), uyumluluk (t(390)=-4.70, p<.01) ve sorumluluk (t(390)=-8.19, p<.01) alt boyutlarındaki puan ortalamalarının, dayanıklı bireylerin puan ortalamalarından daha düşük olduğunu göstermektedir. Sadece nevrotiklik alt boyutunda dayanıksız bireylerin puan ortalamaları dayanıklı bireylerin puan ortalamalarından daha yüksektir (t(390)=6.17, p <.01).
Araştırmanın dördüncü bulgusu, sorumluluk, nevrotiklik ve dışadönüklük değişkenlerinin birlikte katılımcıların dayanıklılık puanları ile anlamlı ilişkiler gösterdiği şeklindedir (R=.58, R2=.34, p<.01). Üç kişilik özelliği birlikte dayanıklılıktaki
Hulya ERCAN/ Eurasian Journal of Educational Research 70 (2017) 83-103 103
toplam varyansın %34’ünü açıklamaktadır (F(3-388)=66.73, p< .01). Standardize edilmiş regresyon katsayısına (β) göre yordayıcı değişkenlerin dayanıklılık üzerindeki göreli önem sırası nevrotiklik (β=-.30, p<.01), sorumluluk (β=.30, p<.01) ve dışadönüklüktür (β=.25, p<.01).
Araştırmanın Sonuç ve Önerileri: Sonuç olarak elde edilen bulguların, dayanıklılığı açıklamada büyük beşli kişilik özelliklerinin işlevsel olarak kullanılabileceğine ilişkin göstergeler sunduğu dile getirilebilir. Bulguların ulusal ve uluslararası alan yazınla tutarlılık göstermesi, dayanıklılık ve kişilikle ilgili özelliklerin genellenebilirliğine ilişkin kanıtlar sunduğu şeklinde yorumlanabilir. Son zamanlarda dayanıklılık konusundaki çalışmalar ağırlıklı olarak bağlamsal koşullara odaklanmakla birlikte bulgulara dayalı olarak, kişisel özelliklerin de dayanıklılığın önemli birer belirleyicisi olduğu yönündeki açıklamaların önemini koruduğu söylenebilir. Kişilerin sahip oldukları görece durağan kişilik özellikleri, onların dayanıklılık düzeylerinin önemli belirleyicilerindendir. Ayrıca kişilik özelliklerinin dayanıklılığın sadece belirli bir yüzdesini yordadığı bulgusu, kişilik özellikleri dışında birtakım kişisel özelliklerin ve bağlamsal koşullarında dayanıklılıkla ilişkili olacağına işaret ettiği şeklinde yorumlanabilir. Bu durumda dayanıklılık ne sadece doğuştan getirilen bir özelliktir, ne de deneyimle kazanılır; dayanıklılık her iki ögenin karşılıklı etkileşiminin bir ürünüdür.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Temmuz 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 17 Sayı: 70 |